Bakan Akar, bununla birlikte Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile resmi ziyarette olduğu Libya’da görevli Mehmetçik ile buluştu.
Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed El-Haddad, Batı Bölge Komutanı Tümgeneral Usame Cuveyli ve Trablus Bölge Komutanı Tümgeneral Abdülbaki Mervan’ın da olduğu programda, Akar, personele hitap etti.
Akar, Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde kendi hak ve menfaatlerini savunmanın bunun yanında dost ve kardeş ülkelerin haklı davalarında da onların yanlarında olmaya sürdüğini dile getirdi.
Türkiye ile Libya’nın ortak tarih ve değerlere sahip olduğunu söyleyen Akar, bundan dolayı Türk askerinin Libya’daki varlığının, kardeşlerinin hak ve hukukunu korumak ve onlara yardımcı olmaktan ortaya çıktığını vurguladı.
Libya’nın Libyalılara ait olduğunu ve tek Libya’dan yana olduklarını ifade eden Akar, kelimelerini şöyle sürdürdü:
“Libya’nın egemenliği ve bağımsızlığı mühimdir. Biz buraya sıra geldiğinde birtakım sıkıntılar vardı. Bu sıkıntıları gidermek için gece gündüz demeden karada, denizde ve havada elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. Yapılan emekler bir noktaya geldi. Geldiğimiz noktada mühim sonuçlar görülmektedirıldı. Burada silahlı kuvvetlerin yapılanması, teşkilatının modernize ve organize olması için Türkiye ile birlikte Libyalı kardeşlerimiz omuz omuza çalışmalarını sürdürüyorlar.”
Akar, Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral El-Haddad, Batı Bölge Komutanı Tümgeneral Cuveyli ve Trablus Bölge Komutanı Tümgeneral Mervan’ın bilgi ve tecrübeleri ile operasyonların başarısına büyük katkı sağladıklarını vurgulayarak, El-Haddad, Cuveyli ve Mervan’ı alkışlattı.
“BİZ İYİ GÜN DEĞİL, KARA GÜN DOSTUYUZ”
Gelecek zamanda yapacakları daha çok işin olduğunu, bundan dolayı herhangi bir zafer sarhoşluğuna ve rehavete kapılmadan aynı biçimde hassasiyetle çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Akar, şunları kaydetti:
“2020’ye kadar Libya’da kimseler yoktu. Biz iyi gün değil, kara gün dostuyuz. Bu manada ortak tarihimize ve değerlerimize sadık kalarak, her türlü riski aldık, almaveya sürdürmekteuz. Önemli olan birliğimiz ve birlikteliğimiz, Libya’nın sulh ve sükuna kavuşmasıdır, ateşkesin devamlılığıdır. Bunun sonucu barış ve huzurun gerçekleşmesidir. Burada Kara Harp Okulundaki masum 26 gencin katledilmesini, Tarhuna’daki toplu mezarları unutmadık, unutmayacağız. Diğer taraftan yaşamın bir an önce normal hayata dönmesi, EYP ve mayınların temizlenmesi başta olmak üzere, eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetleri dahil yapabileceğimiz ne varsa bunları inşallah gerçekleştireceğiz. Kardeş belediye hizmetleri hususundaki desteklerimiz dahil. Bugüne kadar 10 bin civarında Libyalı kardeşimize muayene ve tedavi hizmeti verildi. Bugüne kadar 4 bin 407 EYP tespit edildi. EYP sebebiyle 55 sivil yaşamını yitirdi. Bunun tekerrür etmemesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”
Libya’da Abdulhamid Dibeybe’nin Başbakanlığındaki Milli Birlik Hükümetinin esas olduğunu, bu hükümetin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Akar, aralık ayında yapılacak seçimlere kadar Libya’da sükunetin devam etmesi için gayret göstereceklerini aktardı.
“KOMŞULARIMIZLA İLGİLİ KONULARDA ÜÇÜNCÜ TARAFLAR OBJEKTİF OLMALI”
Türkiye’nin Libya’daki varlığının, Doğu Akdeniz’deki hak, alaka ve menfaatlerin muhafaza edilmesi yönünden da hayati önemde olduğuna dikkati çeken Akar, “Libya ile deniz yetki anlaşması içerisinde Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Yunanistan’ın bu anlaşmayı geçersiz kılma girişimleri beyhude çaba. Sorunların ülkeler arası hukuk, iyi komşuluk, diyalog, barışçıl metotlarla çözülmesinden yanayız.” ifadesini kullandı.
Kıbrıs’ta denenmiş ve başarısız olduğu görülmüş çözüm önerilerinin tekrar görüşülmesinden hiçbir sonuç alınamayacağının açık olduğunu vurgulayan Akar, Kıbrıs’ta iki devletli yapının artık tek çözüm olduğunu dile getirdi.
Akar, Türkiye’nin, kimsenin toprağında, hak ve hukukunda gözü olmadığının altını çizerek, “Uluslararası hukuk çerçevesinde tüm komşularımızın egemenlik haklarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız. Lakin hakkımızı yedirmeyiz. Hiçbir oldubittiye izin vermeyiz. Bunu herkes idrak etmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs’ta egemen ve bağımsız bir Türk devleti vurgusu yapan Akar, “Biz barış, huzur, diyalog, iyi komşuluk ilişkileri diyoruz. Buna karşılık ne yazık ki Yunanistan tarafında devamlı tahrik, kriz çıkartma, saygısızlık ve tehdit dili var.” görüşünü paylaşımı yaptı.
Türkiye’nin diyalogdan yana olduğunu söyleyen Akar, “Komşularımızla alakalı konularda üçüncü tarafların objektif olmalarını bekliyorum. Konulara, makul ve mantıklı yaklaşmalarını bekliyorum. Herhangi bir biçimde Türkiye ile Yunanistan içindeki problemlerin, AB ile problem, ABD ile problem şekline dönüştürülmemesini kendilerine dile getiriyorum. Sonuç olarak, hakkımızı çiğnetmeyeceğiz.” diye konuştu.
“SOYKIRM OLARAK NİTELEMEK GAFLETTİR”
Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarının 23 Nisan’da başlatıldığını anımsatan Akar, şöyle sürdü:
“Terör belasından asil milletimizi kurtarmak için yapılması gereken ne varsa hepsini yaptık, yapmaya sürdürmekteuz. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar da devam edeceğiz. Şu ana kadar 54 terörist etkisiz hale getirildi. Bütün mağaralara, inlere girildi. En son dün biri bölge sorumlusu olmak üzere 7 terörist, bulundukları mağarada etkisiz hale getirildi. Bu mücadele devam edecek.”
Türkiye’nin, Suriye’de de yaşamın normale dönmesi için elinden gelen gayreti gösterdiğini aktaran Akar, “Teröristler orada bulunan barış ve huzuru bozma çabasında. Onlara müsaade etmiyoruz. Her türlü karşılığı veriyoruz. Türkiye yalnızca topraklarındaki 4 milyon Suriyeli kardeşine bakmıyor, Suriye’nin kuzeyinde Silahlı Kuvvetlerimizin kontrol ettiği alandaki 5 milyon Suriyeli kardeşlerimizden de sorumlu. Onların sağlık, eğitim, yol, su, elektrik gibi gereksinimlerini karşılayıp, oraların normal hayata dönmesi için gerekli gayretleri gösteriyor.” dedi.
Azerbaycan’ın Karabağ’ı özgürlüğe kavuşturduğunu, orada huzuru ve sükunu sağladığını hatırlatan Akar, “Biz de onların haklı davasında yanlarında olduk. Bundan sonra da sonuna kadar olmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Hulusi Akar, 1915 hadiselerina da değinerek, “Yüzsenelerdır birlikte yaşayan Türk ve Ermeni toplumları içinde 1915’te yaşanan bazı hadiseleri ‘soykırım’ olarak nitelemek gaflettir, cehalettir ve yanlıştır. Barışa, huzura, iyi komşuluk ilişkilerine giden yolun da tahrip edilmesidir. Bu iş tarihçilerin işidir. Herkes arşivini açsın. Gerçekleri çarpıtmak hiçbir biçimde doğru değildir, kabul de edilemez. Amerikalılar, ilk kez milli arşivlerindeki (NARA) bilgi ve belgeleri incelesinler.” görüşünü kelimelerine ekledi.
Bakan Akar, FETÖ ile mücadelelerinin de kararlılıkla sürdürüldüğünü vurguladı.
Askeri birliklerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelenin, katı ve sert önlemlerle devam etmesi talimatını veren Akar, maske, mesafe ve temizlik ile alınan önlemlere harfiyen uyulmasını istedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünya çapındaki ordular içinde en az Kovid-19 vakası görülen silahlı kuvvetlerden olduğuna dikkati çeken Akar, bu hususta emeği geçenlere teşekkür etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yoğun bir zamandan geçtiğine işaret eden Akar, “Türk Silahlı Kuvvetleri aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Cumhurbaşkanımızın direktifleri ve yasalar ışığında, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sultan Alparslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar bugünlere, bu düzeylere gelmemizi sağlayan bütün devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla ve şükranla anıyorum. Libyalı kardeşlerimiz dahil, bütün aziz şehitlerimizi saygıyla anıyorum.” diye konuştu.
KAYNAK: ANADOLU AJANSI


