Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton
Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton, Memur sitemizde sizleri bilgi sahibi olmanızı adına Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton başlığı atarak konu ile ilgili bilgileri siz değerli okurlarımıza aktarıyoruz. Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını...
Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton, Memur sitemizde sizleri bilgi sahibi olmanızı adına Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton başlığı atarak konu ile ilgili bilgileri siz değerli okurlarımıza aktarıyoruz. Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton isimli yazımızın ayrıntı kısmı..
Kavcıoğlu: Rezervlerin yapısı değişti, Türkiye’nin 120 ton olan altını bugün 720 ton
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklaması şu biçimde;
Zor şartlarda kurulan ve Türkiye’nin mühim kurumlarından birisi olan Merkez
Bankası için özen göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Güzide kurumlarımızın
başında geliyor.
Bugünkü rezervler tartışılırken 2019-2018 senelerına da bakılması lazım, o dönemin
şartlarına dikkat etmek gerek.
Merkez Bankası bilançolarının 10 trilyon genişlediğini göze çarpıyor. 1929 buhranından
sonra pandemi krizi dünyayı çok kötü biçimde etkiledi. Diğerlerinden ayıran
şey bir altyapı vardı. 2020’deki kriz birden yaşandı, bireylerin çözüm
üretemediği, ülkelerin kapandığı, gelirlerin durduğu bir dönemi yaşandık. Çin’den
görülmektedirak tüm dünyayı kasıp kavurdu.
Bugün rezerv konusu tartışılırken, o günkü şartları değerlendirmemiz ve o günkü
şartlara bakmamız gerekiyor.
Biz 2013’ten sonra yaşadıklarımıza baktığımız zaman daha 2015’teki hain girişime
ardından başkanlık sistemine geçmeden önceki Avrupa ile yaşanan sıkıntılar.
Dönem dönem bir sürü sıkıntılar var. Başkanlık krizi ile alakalı bir araya gelen kur atakları
Türkiye’de bir kur krizi ile yaşandı. Bu atakların bertaraf edilmesi bu
ortamı 2020 ve yapılanları anlamamız için çok mühim. Türkiye diğer ülkelerden
farklı olarak sağlık para ve mali politikalar yönünden süreci çok iyi yönetti.
2020 sonu saygınlığıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan
157 milyar dolara indi. Bu, rezervlerden veya Merkez Bankası’nın yaptığı bu
işlemlerden karşılandı. Sizin bu istekleri bir biçimde karşılamanız lazım. Karşılamazsanız,
o zaman oluşacak şeylerle Türkiye yüzleşecektir, yüz yüze kalacaktır.
“Verdiğim sayılar nettir ve doğrudur”
Bugün rezerv konusu tartışılırken, o günkü şartları değerlendirmemiz ve o günkü
şartlara bakmamız gerekiyor.
2020’ye girdiğimizde dünya çapında da gelişmiş ülkelerde de doğrudan ve portföy yatırımlarının
azaldığını göze çarpıyor. Türkiye’nin de buradan aldığı pay ister istemez azalmış
görünüyor. 2020 pandemi krizi, dünyayı çok kötü biçimde etkileyen bir kriz.
Diğerlerinden ayıran en mühim şey şu durum bence. Daha önceki krizlerin bir
altyapısı vardı. IMF’ye gidilecek mesajları, IMF’ye gitmek zorunda olduğumuz
haberleri hep yapıldı ama Türkiye diğer ülkelerden farklı olarak hem sağlık
yönünden hem de para ve mali konular yönünden çok iyi yönetti. 2019’da biz
pozitif cari fazla verdik. Merkez Bankası olarak verdiğim sayılar nettir ve
doğrudur. Pandemi zamanında dünya çapında yaşananlarla birlikte Türkiye’de yaşananlarda
bir döviz talebi veya yabancı insanlar ülkesine dönecek, bu parayı istiyor.
Döviz talebi karşılanmasaydı ne olurdu? Merkez Bankası piyasaya bırakabilirdi.
Hatırlayın 2000’de Merkez Bankası, ‘Piyasaya para vermiyorum’ dedi, sonuçlarını
hepimiz hatırlıyoruz. Merkez Bankası piyasaya bıraksaydı o gün, bu kadar döviz
talebini, piyasadaki faiz ve kuru… Televizyonlardan dostları dinliyorum,
dile getirdikleri şu; kur bir yere giderdi, oradan gelirdi. O iş öyle değil. Pandemi
şartlarını dünya çapında göz ardı etmememiz gerekir. Bu isteklerin karşılanması için
Merkez Bankası Hazine ile birlikte oluşturulan protokoller içerisinde yapılan
işlemler var.
2020 senesinde siz bu istekleri bir biçimde karşılamanız lazım. karşılamazsanız
oluşacak şeylerle Türkiye yüzleşecekti. 2020 sonunda Türkiye bütün bu taleplere
yanıt vermiştir. Hem reel sektör yurtdışı borçlarını ödemiştir, bankacılık finansal
borçlarını ödemiştir, kendi ithalat borçları dahil varlıklarını artırmıştır.
Bunun sağlıklı işlediğini şuradan görebiliriz: Faiz yükseldiğinde yabancılar
yeniden gelmiştir. İnsanlar Türkiye’ye parasını getirir, istediği zaman da parasının
alıp gideceği bir ortamın olduğunu çok net biliyorlar. Bu isteklerin karşılanması
için Merkez Bankası o gün Hazine’yle birlikte oluşturulan işlemler var. Rezerv
konusuna sıra geldiğinde, Türkiye’de 83-84’ten sonra rezerv birikmeye başlıyor.
2020’ye geldiğinde 15-20 milyar rezervi var. Daha sonra 30 milyara kadar bir araya gelen
rezerv var.
“Gizlenen gizli tutulan bir şey yok”
Hazine’nin MB’deki hesaplar kullanılarak döviz alım satımıyla piyasa arzının
dengelenmesi 2017’de. Televizyonlarda bu işlemlerin 2019 seçimlerinden önce
yapıldığı bilgisi yer alıyor. Değil. MB dalgalı kura geçtikten sonra döviz alım ihaleleri
2016’ya kadar yapıyor, 2016’dan sonra bunu bırakıyor. Protokolün tamamen hukuki
dayanağı var. MB’nda hukuki bir dayanağı olmayan hiçbir işlem yapılmaz. Bugüne
kadar yapılmamıştır, bundan sonra da yapılmaz. Bu protokol içerisinde, 2017 Şubatından
bu yana yapıldı. 2020’de yapılmasının nedeni de pandemi şartları. Bu işlemler
gizli yapıldı, protokol açıklanmadı, sayılar verilmiyor. Peki siz bu sayıları
nereden biliyorsunuz? Biz bu sayıları açıklamadık. Dünyada en şeffaf veri açıklayan
merkez bankalarından biri TCMB’dir. Günlük olarak açıklanır. Analitik bilanço
okumasını bilen herkes buradan bu sayıları alır. Bizim analitik bilançomuzda
o veriler günlük paylaşımı yaptığı için zaten orada var. Gizlenen gizli tutulan bir şey
yok.
Belirli sayılarla insanları bir yere götürmek için kullanılan bir algı operasyonu.
Veri açıklama hususunda dünya çapındaki en iyi merkez bankalarından biriyiz. Günlük
olarak her şeyi görme şansınız var.
(Ayrıcalıklı işlem iddiası) “Böyle bir şey söz konusu olamaz”
Böyle bir şey söz konusu olamaz, yapmak isteseniz de yapamazsınız. Merkez Bankası’nın
veri açıklama hususunda şeffaflığı dünya çapındaki en iyi merkez bankalarından bir
tanesiyiz. Bu kadar şeffaf bir bilançomuz var ve günlük oradan her şeyi izleme
şansınız var. Biz kimseye 128 rakamını dile getirdik. Peki bu arkadaşlar bunları
nereden buldular? ‘Protokolün içeriğini açıklayın.’ Böyle bir şey olabilir mi?
Avrupa Merkez Bankası 2000 ve 2010 arası Euro’yu baskılayabilmek için yaptıkları
işlemleri 10 yıl sonra, 2020’de açıkladı. Japonya Merkez Bankası yalnızca yıl
sonu toplu olarak veriyor sayıları. Siz neden 2017’yi, 2018’i sormuyorsunuz?
Daha önce döviz müdahaleleriyle yapılan işlemleri niye sormadınız?
“Brüt rezervimiz 90 milyar dolar”
Bir şeylere ulaşmak için değişik hesaplara gitmeye gerek yok. MB olarak T.C.
Devleti olarak olmadığı kadar iyi durumda. Rezervlerin yapısı değişmiştir Türkiye’de
senelerdır 120 ton altını vardı. Parasal olarak baktığımız zaman, 2019 ve 2020’de
Türkiye 710 ton altına çıkıyor. Bir başka mühim nokta Türkiye’nin 120 ton altını
yurtdışındayken 2018’den sonra Yurtdışındaki bütün altınları Türkiye’ye getirilmiştir.
120 ton olan altın bugün 720 tondur. Türkiye’de hem rezervleri kalıcı hale getireceğiz
hem de üretimi, ihracatı finanse eden bir sistemi daha iyi bir biçimde uygulayacağız.
Cevherden altın üretimi TL olarak Merkez Bankası rezervlerine alınıyor. Bu
yılık 50 ton 80 tona çıkacak. Bundan daha mühim bir rezerv kaynağı olabilir
mi Şu anda 90 milyar dolar brüt rezervimiz var.
Döviz talebi var dedik. MB bu talebi döviz verip TL olarak karşıladı. Sonuçta
bu TL şu an banklıların gereksinimi olan TL’yi MB tekrar piyasaya veriyor. 630
milyar piyasaya para veriyoruz. 300 küsur milyarını swap işlemleri ile piyasayı
fonluyoruz.
Benim rezervlerimden çıkıp bankacılık sektörü hesaplarına giden parayı o dövizleri
swap ile alıyorum rezervime piyasaya döviz veriyorum. Bir rezerv kaybı, para
kaybı söz konusu değil.
Merkez Bankası’nda 1 yanlış olmaz. Günlük veri açıklayan bir Merkez Bankası’ndan
nasıl yanlışlık olabilir? Bu kadar şeffaflık varken siz bu sayıları telaffuz
ederken hala bizim bir şeyler gseyrettiğimizi söyleyerek kamuoyunun kafasını karıştırmanın
nasıl bir anlamı olabilir?
