Tolstoy kimdir?, biyografi bu kez siz değerli okurlarımıza Tolstoy kimdir? başlığı altında geniş bir şekilde bilgiler verelim istedik.. Tolstoy kimdir? yaşamı ile ilgili tüm detaylar..
Tolstoy kimdir?
Rusya’da doğmuş en başarılı yazarlar listesine adını altın harflerle yazdıran, dünyaya kendini bir klasik olarak kabul ettirmiş kuvvetli kalem Tolstoy’u ele alacağız. Tolstoy kimdir? Eserleri nelerdir? İşte detaylar…
- Tolstoy kimdir?
-
ESERLERİNDEN BAZILARI
- Kazaklar
- Savaş ve Barış
- Kroyçer Sonat
- Hacı Murat
- Anna Karenina
- Diriliş
- Çocukluk
- Sanat Nedir?
- Romanları
- Öyküleri
- Masalları
- Günlük ve Mektuplar
- Eğitim
- Din ve Ahlak
- Sanat ve Edebiyat
- Halk İçin Kısa Öğretici Hikayeler
- Sosyal ve Siyasi Denemeler
- Oyunlar
Tolstoy kimdir?
Büyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy (Leo Tolstoy), 9 Eylül 1828’de Tula’da bulunan ailesine ait Yasyana Polyana Malikanesinde dünyaya geldi. İki yaşında annesini ve dokuz yaşında babasını kaybetti. Anne ve babasının olmaması sebebiyle eğitimini halaları üstlendi ve 1943 senesinde Doğu dilleri okumak üzere Kazan Üniversitesi’ne gönderildi. Lakin uzun bir süre geçmeden buradaki eğitimini yarıda bıraktı ve Hukuk Fakültesi’ne geçti. Bu fakültedeki eğitimini de yarıda bıraktı ve 1847 senesinde, dünyaya geldiğu yer olan Yasyana Polyana’daki çiftliğine geri döndü. Aradan üç yıl geçtikten sonra, 1851’de Rus ordusuna yazıldı ve 1854-55 arası Kırım Savaşın’da topçu teğmeni olarak görev yaptı.
Bu zamanda otobiografik eserler olan Çocukluk, İlk Gençlik ve Gençlik’i ve bunun bunun yanında Tipi, İki Süvari Subayı ve Toprak Ağası’nın Sabahı’nı yazdı. Bu ilk başarılarından sonra kendini edebiyata adamaya karar veren Tolstoy, savaştan sonra St. Petersburg’a gitti, fakat burada birini radikal demokrat N. Çernişevski, diğerini muhafazakar liberal I. Turgenyev’in temsil ettiği iki edebi kampla anlaşamayarak 1857’de İsviçre, Almanya ve Fransa’yı kapsayan bir seyahate çıktı. Bu zamanda eğitim kurumlarıyla alakadar olmaya başladı ve Rusya’ya dönerek çiftliğindeki köylü çocukları için bir okul açtı. 1860’ta ikinci bir Avrupa seyahatine çıkarak buradaki eğitim kuramlarını ayrıntılı bir biçimde inceledi.
Bu incelemelerin neticesinde, Batı’nın yapay ve maddeci uygarlığını, insanı bozan bir etken olarak görmeye başladı. Avrupa seyahatini bitirip Rusya’ya döndüğünde serflik kaldırılmıştı. Tolstoy, kendi bölgesinde eski serflerle toprak sahipleri içindeki toprak ve borç anlaşmazlıklarını çözmek üzere yargıçlık görevini üstlendi.
1862 senesinde komşu çiftliğinin sahibinin kızı olan Sofya Andeyevna Bers’le evlendi ve bu evliliğinden on üç çocuğu oldu. Bu zamanda yazar, “Kazaklar”, “Sivastopol Hikayeleri” ve belkide en büyük romanı olan “Savaş ve Barış”ı yazdı. Napolyon Savaşları sırasında, 1865’de yazdığı “Savaş ve Barış”, yaşama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. Bu romanda geniş bir zaman sürecinden bahsedilmesi, somut özelliklerin canlandırılmasında elde edilen yüksek başarı düzeyi, sayıları beş yüzü aşan sayıda kişiyi içermesi, öykünün dallanıp budaklanarak ilerlemesi bu eseri başyapıtlardan biri haline getirmiştir. Eser geniş ve geniş bir şekilde olması sebebiyle tarihi bir belgesel niteliği dahi taşır . Bu kadar çok sayıda karaktere rağmen, her bir karakter diğerlerinden fazla farklı özellikler taşır. Tolstoy, “Savaş ve Barış” adlı eserinin yayımlanmasından sonra, yıldan yıla artacak bir bunalıma girdi. Bu bunalımın izleri, 1877 senesinde yayımlanan, ikinci büyük romanı sayılabilecek “Anna Karenina” adlı romanında da görülür. Bu romanda yazar, aileleri mutsuzluğa götürebilecek etmenleri araştırıp, kendimizi sorgulamaya sevketmiştir.
Tolstoy, 1880’den sonra Hristiyanlıktaki ölümsüzlük düşüncesini, Ortodoks Klisesi’ni ve her türlü siyasal iktidarı yadsıyan, kendine özgü bir tür hristiyanlık anarşizmi daha da ilerletmeye başladı. Düşüncelerini açıkladığı ‘‘Dogmatik Teolojinin Eleştirisi’’, ‘‘O Halde Ne Yapmalıyız?’’ ve ‘‘Tanrı’nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir’’ adlı makalelerin yayımlanmasından sonra 1901’de Kilise aracılığıyla afaroz edildi. Bu zamanda yazdığı “İvan İlyiç’in Ölümü”, “Kreutzer Sonat”, “Hacı Murat” ve son büyük romanı sayılabilecek “Diriliş” gibi eserleri, aynı manevi arayışa, ahlâksızlıkla suçladığı sanatı ve dogmalar ve mucizeler üreten Kilise’yi yadsıyışına tasvir eder.
1900’lerden bu yana öte yandan mülkiyet hususundaki radikal fikirleri sebebiyle ailesiyle arası açılırken, diğer yandan aydın Rus gençleri içinde giderek daha çok tanındı. Bu ikisi, derin bunalımını ve manevi yalnızlığını arttırdı. 7 Kasım 1910’da ailesini terk etmeye karar vererek yanına en ufak kızı ve doktoruyla yola koyuldu. Lakin birkaç gün sonra Astapovo tren istasyonunda zatürreden ölmüş olarak bulundu.
ESERLERİNDEN BAZILARI
Kazaklar
Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy’un ilk yapıtı olan Kazaklar, iki zıt dünyanın çarpıcı bir üslupla karşı karşıya geldirılmasıdır. Bu iki farklı dünya çapından biri çeşitli kültürlerin etkisi altında yaşayan ve “kibarlar” tabakasını oluşturan aristokratların, diğeri ise, kendi geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ve başka bir kültürle karşılaşmamış olan halkın dünyasıdır. Tolstoy, dağlarda yaşayan Terek Kazaklarını anlatırken bu bireylerin ülkeden kopuşlarının nedenlerini; içinde bulundukları koşulların onları nasıl savaşçı kıldığını gerçekçi bir üslupla sergiler.
Savaş ve Barış
Lev Tolstoy,1863-1868 senelerı içinde sürekli olarak ve yoğun bir çaba neticesinde ürettiği ünlü başyapıtı “Savaş ve Barış”ın temel özelliğini şöyle belirtiyor.”Bu yapıt bir roman değildir, bir şiir de değildir, bir tarih kroniği hiç değildir. “Savaş ve Barış”, dile geldiği şekil içinde, yazarın dile getirmek istediği ve getirebildiği şeydir.(Arka Kapak)
Kroyçer Sonat
Kroyçer Sonat, bir tren yolculuğu öyküsüyle başlıyor, insanoğlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan şiddete, kıskançlığa, zavallılığa uzanıyor. Trende başlayan bir söyleşi sırasında yolcular içinde bulunan, kitabın baş kahramanı Pozdnişev, nasıl olup da böyle çöktüğünü, bezginleştiğini anlatır. Gençliğinde sefih bir hayat sürmüş, sonradan kendinden iğrenmeye başlamıştır. Terzilerin, güzellik uzman kişilerının yardımıyla erkeklerin hayvansal içgüdülerini alevlendirdikleri için toplumun ve kadınların suçlu olduğu kanısına varmıştır. İçinde uyanan pişmanlık Pozdnişev’i değişime itmiş, o da bu doğrultuda evlenmiş, çocuk sahibi olmuştur. Lakin, kadınlarla erkekler içindeki onulmaz farklar, öte yandan da Pozdnişev’in kıskançlığı sebebiyle bir süre sonra karısıyla birbirinden nefret etmeye başlamışlardır. Karısının onu bir müzisyenle aldattığından kuşkulanmasıyla birlikte Pozdnişev’in ruhunun derinlerinde yatan şiddet açığa çıkmış, geri dönüşsüz zararlara yol açmıştır. Pozdnişev’in öyküsü, Lev Tolstoy’un yaşadığı dönemin ahlâk anlayışının ve bazı değerlerin değişmesiyle yaşanan sancıların bir panoraması niteliğindedir. Kadın-erkek ilişkilerinde erdemin gerekliliğine inanan Tolstoy, kendi görüşü ışığında erdemsizliğin insanoğlunu ne gibi çıkmazlara sürüklediğine işaret etmeye çalışıyor. Tabii, Beethoven’ın ünlü Kroyçer Sonat’ını dinleyip dinlememek, size kalmış.
Hacı Murat
1896-1904 senelerı içinde yazılan Hacı Murat, büyük Rus yazarı Tolstoy’ un olgunluk dönemi romanları içinde yer alıyor. Hacı Murat, on dokuzuncu yüzyıl Kafkas halkları içinde efsaneleşen, Şeyh Şamil’ le davalıdır. Yurt edinme, hayata tutunma, bağımsızlık, tutsaklık, ihanet ve iktidar sarmalında şekillenen bir davanın kahramanıdır. Zayıflıklarının ve gücünün farkında bir kahraman. Acımasız bir coğrafyanın geniş yürekli insanları içindeki iktidar karşılaşmasında taraf olmak zorunda kalmıştır; Rusları da sevmez, Şeyh Şamil’ i de. Seçeneksiz kalmak, bütün duygulardan arınmanın başlangıcı ve sonucu belki de. Savaş bazı bireylerin kaderidir. Tıpkı inanmasa da taraf olmak zorunda kalmak gibi. Aslolansa direnmek. Her koşulda direnmek ve ayakta kalmak. Tolstoy, ölümüne direnen bir kahramanı yazarak sonsuza taşıyor. (Arka Kapak)
Anna Karenina
Anna Karenina, Rusların kendi ülkelerini ve dönemin aristokratlarını en doñru yanlarıyla görülmektediran bir romandır. Lev Tolstoy’un 1876-77 senelerı içinde kaleme aldığı Anna Karenina’nın ana teması her şeyden önce Rus ailesidir. Bu romanda Tolstoy, dürüst bir evliliğin açık mutluluğuyla evlilik dışı bir aşkın yol açtığı düş kırıklıklarını ve düşüşleri karşı karşıya geldirmaktadır. Anna Karenina, dönemin üst kademedeki bir memurunun karısıdır. Onu, hovarda Vronski ile kurduğu ilişkide hazin bir son beklemektedir. Bunun karşısında Kiti ve Levin’in içindeki sağlam temellere dayalı aşk, Anna Karenina’nın kendini beğenmişliğini ve temsil ettiği aristokrasinin köksüzlüğünü ortaya koymaktadır. Rus halkının Napolyon ile yaptığı harbin anlatıldığı Savaş ve Barış’ın yazarı Tolstoy’un Anna Karenina’sı, yaratıcısının aile yaşamındaki huzur getirmeyen zevklerinden usandığı ve inanç buhranının kıskacına düştüğü zamanların ürünüdür.
Diriliş
Diriliş, insanca şefkatin en güzel, belki de en doğru sözlü şiirlerinden biridir. Ben bu yapıtta Tolstoy’un ışıklı gözlerini, içe işleyen açık mavi gözlerinin bakışını, öbür yapıtlarında olduğundan çok daha açık olarak görüyorum. Bu bakış doğrudan doğruya ruha gider.- Romain Rolland-Diriliş’i vakit buldukça, bölüm bölüm değil, bir kerede, soluk almamacasına okudum. Burada ilgi çekmeyen tek şey, Nehludov’la Katya içindeki ilişkilerdir. İlgi çekici yanlarsa prensler, generaller, köylüler, mahsuplar, gardiyanlardır.- Çehov-(Arka Kapak)
Çocukluk
Tolstoy, yaşadığı yüzyıla olduğu kadar günümüz dünya edebiyatına da mührünü vurmuş “dahi” yazarlardan biri.. O’nun, hala klasikler içinde duran eserlerine incelediğimizde, sürekli olarak aynı karekteristik özellikleri taşıdığını göze çarpıyor; yani, kendi sosyal gerçeğinden dünya ölçeğine çıkan bir üslup ve konu bütünlüğü…”Çocukluk”da, böylesi bir eser. Geriye dönüşlerle başlayan otobiyografik kitap, yazıldığı dönemin trajik toplum yaşamına, anne-baba sevgisine, eğitim sistemine, aşklarına dair duyuşları konu alıyor. İroniyle dramın, sevgiyle kaosun ortasında yaşayan genç birinin gözüyle ve özel bir anlatımla sunulan “Çocukluk”, Tolstoy kitapları içinde bunun bunun yanındalıklı bir yere sahip. Eseri okuyanlar, yalın ve yapmacıksız bir çocukluğun gizemli dehlizlerine de yolculuk yapma olanağı bulacaklar… (Arka Kapak)
Sanat Nedir?
“En kaliteli sanat eserlerinin, kitleler aracılığıyla anlaşılmayan, fakat bu büyük eserleri anlamaya hazır seçkinlere ulaşabilen eserler olduğu söylenir. Lakin bireylerin çoğunluğu bu eserleri anlamıyorsa, onları anlamayı olabilecek kılan gerekli bilgi bu insanlara öğretilmeli ve açıklanmalıdır. Lakin rahatlıkla anlaşılabilir ki; böyle bir bilgi yoktur. Bu eserler açıklanamaz. ‘Çoğunluk bu iyi sanat eserlerini anlamıyor,’ diyenler de hala bu eserleri açıklayamamakta ve yalnızca bize onları anlamak için tekrar tekrar okumamız, görmemiz ve duymamız gerektiğini söylemektedirler. Oysa bu bir açıklama değildir, yalnızca alıştırmaktır. İnsanlar kendilerini herhangi bir şeye, hatta en kötü şeylere bile alıştırabilirler. İnsanlar nasıl kendilerini kötü yiyeceklere, sert içkiye, tütüne ve afyona alıştırıyorlarsa, aynı biçimde kötü sanata da alıştırabilirler. Yapılan şey, kesinlikle budur.
Romanları
- Hazin Bir Evliliğin Romanı
- Çocuklukluğum
- İlk Gençlik
- Gençlik
- Sivastopol Serisi
- Kazaklar
- Savaş ve Barış
- Ivan Ilyiç’in Ölümü
- Anna Karenina
- Kroyçer Sonat
- Diriliş
- Hacı Murat
- Sergi Baba
- Efendi İle Uşağı
- Kadının Ruhu
Öyküleri
- Toprak Ağasının Sabahı
- Baskın
- Ormanın Kesimi
- Notes of a Billiard Marker
- İki Süvari Subayı
- Bir Karşılaşma
- Tipi
- Lucerne
- Albert
- Üç Ölüm
- Aile Saadeti
- Polikuska
- The Decembrists
- Caucasus Mahkumu
- Holstomer
- İnsanlar Arasında Boş Bir Konuşma
- Usta ve Çırak
- Köyde Şarkı Söylemek
- Köyde Dört Gün
- Yanlış Kupon
- Oyun’dan Sonra
- Erik Çekirdeği
Masalları
- Fil ile Tilkiler
- Masallar
- an Masallar
Günlük ve Mektuplar
- İlk anılar
- İtiraflarım
- Sevginin Talebi
Eğitim
- Popüler Eğitim
- Eğitim ve Öğretim Programları ve Danışmanlığın Tanımı
- Bir Okuma Kitabı
- Popüler Öğretim
- Yeni Bir Okuma Kitabı
Din ve Ahlak
- Doğmatik Teolojinin Eleştirisi
- İncil’in Kısa Bir İzahı
- The Four Gospels Unified and Translated
- Church and State
- Neye Güveniyorum?
- Hayat
- Sevgi Tanrısı ve Komşunun Biri
- Timothy Bondareff
- İnsanlar Niçin Sarhoş Olurlar?
- On Non-Resistance
- Birinci Adım (Vejetaryenlik üzerine)
- Tanrı’nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir
- Non-Activity
- The Meaning of the Refusal of Military Service
- Sebep ve Din
- Din ve Erdem
- Hıristiyanlık ve Vatanseverlik
- Non-Resistance ( Ernest H. Crosby’e bir mektup)
- Kutsal Kitab’ı nasıl Okumalıyız?
- Kilise’nin Aldatmacası
- Hıristiyan Öğretisi
- İntihar
- Öldürmeyeceksin
- Aziz Sinot’a Yanıt
- Sadece Savaş
- Dinde Hoşgörü
- Din Nedir?
- Ortodoks Rahiplerine
- Bilgeleri Düşünceleri (derleme)
- Tek İhtiyacımız
- Büyük Günah
- A Cycle of Reading (derleme)
- Adam Öldürme!
- Birbirinizi Sevin
- Gençliğin Savunması
- Şiddetin Yasası ve Sevginin Yasası
- Tek Emir
- Her Gün İçin (derleme)
- Din Nedir
Sanat ve Edebiyat
- Sanat Nedir?
- Sanat ve Sanatsal Olmayan
- Shakespeare ve Drama
- Dr.Alice Stockham’ın Edward Carpenter Tarafından Yazılan “Modern Bilim Cevirisi”nin Önsözü
- Orloff’un Albümü
- Amiel
- Guy de Maupassant Hikayelerinin Serbest Çevirileri
- Bernardin de St. Pierre
Halk İçin Kısa Öğretici Hikayeler
- İnsan Neyle Yaşar
- Sevgi Nerdeyse Tanrı da Ordadır
- İki Yaşlı Adam
- Kıvılcımı Söndürmeyen Ateși Zapt Edemez
- Nicolas Stick (Çar 1.Nicolas )
- Bir İnsana Fazla Mülkiyet Gerekir mi?
- Ifias
- Tanrı’nın Oğlu
- Üç Münzevî Adam
- Mum
- Pişman Günahkâr
- İlk Damıtıcı
- Aptal İvan
- Boş Davul
- Işıkla Birlikte Işıkta Yürümek
- Üç Mesel
- Esarheddon
- Üç Soru
- Cehenneme Dönüş
- Çalışmak, Ölmek ve Hastalanmak
- Bir Dua
- Meyveler
- Korney Vasilyeff
- Niçin?
- İlahiyatçı ve İnsan
- Bir Köylüye Bilimsel Bir Mektup
- Tolstoy, çalışma ofisinde 1908
Sosyal ve Siyasi Denemeler
- Moskova’nın Nüfus Sayımı (1882’de)
- M. A. Engelhardt’a Mektup
- O Halde Ne Yapmalıyız?
- Kadınlar
- El Emeği
- Zihinsel Hareketlilik ve El Emeği
- Kültür Şöleni (Moskova Üniversitesinin Yıldönümü’ne)
- Bir Devrimci’ye Mektup
- Açlık (rapor ve mektuplar)
- Utandır! (bedensel cezaya karşı)
- Vatanseverlik ve Barış
- Liberallere
- Bakanlara
- Sonun Başlangıcı
- Terfi Ettirilmemiş Bir Görevliye Mektup
- Hague Barış Konferansı
- İki Savaş
- Suçlu Kim?
- Carthago Delenda Est
- Zamanımızın Köleliği
- Çıkış Nerede?
- Vatanseverlik ve Hükümet
- Gerçekten Zorunlumu?
- Çar’a ve Yardakçılarına
- Çağın Yaklaşan Sonu
- Askerlik Hatıraları
- Memurluk Hatıraları
- İşçi Sınıfı Problemi
- Çar’a Mektup
- İşçi Sınıfına
- Politikacılara
- Sosyal Reformlara
- Pietro Mazzini’ye Mektup
- Kendinizi Hatırlayın
- Rus Devrimi
- İşçi Sınıfı Nasıl Özgür Kılınabilir?
- Büyük Bir Adaletsizlik
- Rusya’da Sosyal Hareket
- Çağın Sonu
- Halkın Savunması
- Askerlik Hizmeti
- Rus Devrimi’nin Anlamı
- Ne Yapılmalı?
- Hükümetin, Devrimcilerin ve Halkın Bir Savunması
- Mülkiyet Sorununun Tek Çözümü
- Susamam
- Molochnikoff’un Tutuklanmasıyla İlgili
- Bosna ve Herzegovina’nın İlhakı
- Kaçınılmaz Devrim
- Stockholm Barış Konferansı’na Bir Adres
- Faydalı Bir çare
Oyunlar
- Karanlığın Gücü
- Aydınlanmanın Meyveleri (komedi)
- Ceset (tamamlanmamış dram)