Picasso kimdir? İşte Picasso’nun eserleri, biyografi bu kez siz değerli okurlarımıza Picasso kimdir? İşte Picasso’nun eserleri başlığı altında geniş bir şekilde bilgiler verelim istedik.. Picasso kimdir? İşte Picasso’nun eserleri yaşamı ile ilgili tüm detaylar..
Picasso kimdir? İşte Picasso’nun eserleri
Kübizm akımının öncüsü olan, resmi sanatının en iyilerinden olan Pablo Picasso “Cisimleri gördüğüm gibi değil, düşündüğüm gibi boyarım” demişti. Peki 20. yüzyıl dehaları arasına ismini yazan Picasso kimdir? İşte Picasso’nun eserleri ve kelimeleri…
Pablo Picasso, tam adı ile Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso (25 Ekim 1881 – 8 Nisan 1973), İspanyol ressam ve heykeltıraş. 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerindendir. Georges Braque ile birlikte kübizm akımının temelini atmıştır.
-
Picasso kimdir?
- Picasso’nun Gençliği;
- Picasso’nun İlk Aşkı Fernande Olivier;
- Picasso’nun Yakın Arkadaşı Carlos Casagemas’ın İntiharı;
- Pembe Dönem;
- Kübizm Akımı;
- Picasso ve Karısı Olga Kokhlova;
- Picasso’nun Son Eşi Jacqueline Roque;
- Pablo Picasso Sözleri
-
Pablo Picasso Eserleri
- Pierette’nin Düğünü (1905)
- Avignonlu Kızlar (1907)
- Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst (1932)
- Guernica (1937)
- Ağlayan Kadın (1937)
Picasso kimdir?
Picasso 25 Ekim 1881’de Malaga, İspanya’da dünyaya geldi. Babası bir ressam ve resim öğretmeniydi. Küçük yaşta resim yapmaya babası aracılığıyla yönlendirildi. Resim kabiliyeti kısa bir sürede keşfedildi. 1895’te Güzel Sanatlar Okulu’na girdi. 1901 senesinden bu yana anne soyadı olan Picasso’yu kullanmaya başladı. Eserleri İspanyol bir dergi olan Juventut’ta yayınlandı.
1900’de ilk kez Paris’e gitti. Dönemin yenilikçi sanatçılarının yaşadığı Montmartre semtinde bir süre para içinde yaşadı. Picasso hemen hemen 1901-04 içindeki ilk dönem yapıtlarında sıradan bireylerin, sirk palyaçolarının, akrobatlarının fotoğraflarıni yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar, sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne var ki, tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı. Sanatçının bu dönemi ‘Mavi Dönem’ olarak tanımlanır.
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907’den 1914’e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak biçimde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu sebepten portrelerindeki bireylerin hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir.
- I. Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile birlikte Roma’da kalır. Burada sahne dekoratörü olarak çalışırken dansçı Olga Kokhlova’yla tanışır. Picasso ikinci eşi olan Olga Kokhlova ve oğlunun bir çok portresini yapmıştır. (Paul en Pierrot, 1925, Picasso Müzesi, Paris)
- 20’li senelerın başında ressam klasisizme geri döner: Trois Femmes à la fontaine (1921, Modern Sanat Müzesi, Paris). Ayrıca mitolojiden de esinlenir: les Flûtes de Pan (1923, Picasso Müzesi, Paris).
- Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Guiness Rekorlar Kitabı’na göre, toplam resim, 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve bir çok seramik ve çizim üretmiştir.
- Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve Kübizm akımının en mühim emsallarinden biri olarak görülen ünlü eseri Avignonlu Kadınlar, Fransa’da 1907 yazında çizilmiştir
- En tanınmış eseri Alman hava kuvvetlerinin Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Resim 1937’de yapılmıştır. Bu resim şu anda Madrid’de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, “Bu resmi siz mi yaptınız” diye soran bir Alman generaline, “Hayır, siz yaptınız” cevabını vermiştir. Bu resim Picasso’nun savaşa ve Guernica’nın bombalanmasına karşı duyduğu kuvvetli nefreti ifade etmektedir. Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.
- Ayrıca 1911 senesinde Leonardo Da Vinci’ye ait Mona Lisa eserini, bu eserin dünyaya geldiğu şehir, Floransa’ya kaçırmakla suçlandı.
Picasso’nun Gençliği
Aynı yıl, 13 yaşında olan Picasso, kabiliyetiyle herkesi kendine hayran bırakmaya başlamış. Hatta ona resim yapmayı öğreten babası, oğlunun çalışmaları karşısına onun artık olgun bir sanatçı olduğunu kabul etmiş ve bütün araç-gereçlerini Picasso’ya vererek resim yapmayı bırakmış. Aile, bir sene sonra Barselona’ya taşınmış ve Picasso burada Llotja Sanat Enstitüsü’ne başlamış. Ki bu, onun ne kadar kabiliyetli olduğunun ispatlarından biri olmuş. Çünkü bu sanat okuluna genelde eğitim görmüş ve yaşça Picasso’dan daha büyük olanlar kabul ediliyormuş. Lakin sınavda gösterdiği müthiş kabiliyeti ile Picasso da kabul görenler içinde yer almayı başarmış.
Barselona’da olduğu zaman zarfında birden fazla modernistle ve zengin burjuvalarla tanışmış. Girdiği okulu ise kaideleri yüzünden pek sevmemiş. Derslere girmek yerine, şehrin sokaklarını gezip, manzara fotoğrafları çizmeyi tercih etmiş. Daha çıraklık dönemi bile sona ermeden, Barselona’da o zamana kadar açılmış en mühim sergide ilk büyük boyutlu yağlı boya çalışmasıyla yer almış.
Picasso’nun İlk Aşkı Fernande Olivier
1897 senesinde Madrid’e gidip buradaki en ünlü sanat okullarından birine (Royal Academy of San Fernando) başlayan Picasso, eğitim hususundaki aynı hayal kırıklığını Madrid’de de yaşamış. Çünkü klasik konulardan ve tekniklerden başka bir şey öğretilmiyormuş. Aynı şeyleri duymaktan sıkıldığını söyleyen Picasso, seçimini yine derslere girmemekten yana kullanmış.
Kendisini sokaklara atan ressam etrafı gözleyip, bunları resim haline getirmiş. Çingeneler, dilenciler ve hayat kadınları, fotoğraflarınde sürekli olarak karşılaşılan figürler olmuş. 1889 senesinde Barselona’ya geri dönen Picasso, burada entelektüel bir grupla tanışmış. Yeni sanatçı çevresinin de etkisiyle, tarzında büyük bir değişiklik yapmış. Zira o döneme kadar geçmişin usta ressamlarından ilham alıp onların metotlarıni kullanan sanatçı, kendi tarzını yaratması gerektiğine karar vermiş.
Picasso’nun Yakın Arkadaşı Carlos Casagemas’ın İntiharı
Böylelikle, 1900’lerde Paris’e taşınan Pablo Picasso için ömür boyu sürdüreceği yenilik dönemi başlamış. Gallery Volland’da ilk sergisini açan Picasso bu sürede onu derinden sarsacak olayı, yakın arkadaşı Carlos Casagemas’ın intihar ettiği haberini duymuş. 1901 ile 1904 senelerı içinde, sıradan insanları, sirk yaşamını, palyaçoları ve akrobatları resmetmiş. Mavi Dönem olarak adlandırılan bu sürede, Picasso’nun kullandığı baskın renk, tahmin ettiğiniz üzere mavi olmuş. Mavi Dönem’de Picasso, Carlos’un ölümünün de etkisiyle, hüzün üzerine yoğunlaşmış. Dönemin en mühim çalışmaları ise hepsi 1903’te sona eren Blue Nude, The Old Guitarist ve La Vie olmuş.
1904 senesinde Bateau-Lavoi’de Fernande Olivier ile tanışan Picasso ile genç kadın içinde tutkulu bir aşk başlamış. Bir sene sonra birlikte yaşamaya başlayan çiftin ilişkisi 7 yıl boyunca devam etmiş. Ve her ikisi de kıskanç olan sevgililer içinde şiddetin de olduğu birden fazla kavga yaşanmış. Picasso’nun birden fazla çalışmasında modellik yapan Fernande, bunun yanı sıra ressammış. Ve iyiden iyiye ünlenen Picasso aracılığıyla 1912’de terk edildiği zaman, sevgilisinden hiçbir hak talep edememiş.
Pembe Dönem
Çünkü o resmi olarak kaçıp izini kaybettirdiği ilk eşi ile evli görünüyormuş. Yıllar sonra 1930’da Picasso ile olan ilişkisini kaleme almaya başlayan Fernande, Picasso’dan aldığı ödeme neticesinde yazmayı bırakmış. 1956’ya kadar sesini çıkarmayan kadın, Picasso’dan ona ufak bir miktar maaş vermesi karşılığında ilişkilerine dair hiçbir şey yazmayacağı hususunda söz vermiş. Ve eski sevgilisini ikna eden kadın, 1966 senesinde yaşamını kaybedene kadar Picasso’nun maddi yardımıyla geçimini sağlamış.
1904 yılı Picasso için bunun yanı sıra yeni bir dönemin başlangıcı demekmiş. Çünkü sanatçı renkten fazla çizgiye desene önem vermiş. Ayrıca kullandığı baskın renkler pembe, gri ve kahverengi tonlarındaymış. Cambaz ve soytarı figürlerini daha az kullanmaya başlayan Picasso’nun bu süredeki eserlerinde melankoliye de Mavi Dönemdeki kadar yer verilmemiş. En mühim eserleri ise Family of Saltimbanques, Lady with a Fan, Harlequin Family, Woman with Loaves olmuş. Eserlerinin bir diğer özelliği ise Kübizm akımının ilk sinyallerini vermesiymiş. 1905’te klasisizme yönelen Picasso, 1906 senesinin sonlarında resmin bunun yanında heykel ve gravürde de ünlenmeye başlamış.
Kübizm Akımı
Bir dönem boyunca fotoğraflarıni çok yakın dostlarından başka kimseye göstermeyen başarılı sanatçı, 1907’de Georges Braque ile birlikte Kübizm akımını başlatmış. Sanat tarihinde çığır açan bu sürede verdiği ilk eserleri ise Pipo İçen Adam (1911), Bambu Sandalyeli Natürmort (1912) ve Şişe, Bardak ve Keman (1911) olmuş. Ardından yine Braque ile birlikte 1910’da Analitik Kübizm adı verilen akımı başlatmışlar. 2 yıl sonra ise Sentetik Kübizm adı verilen boyuta geçmişler.
I. Dünya Savaşı başladığında Braque ile ortaklığı sona eren Picasso, ardından klasik çizgisine geri dönmüş. Roma’da kaldığı senelerda sahne dekoratörlüğü yapan ünlü kişilik, burada dansçı Olga Kokhlova ile tanışmış ve 1918’de onunla evlenmiş. Olga’dan Paulo isminde bir oğlu olan Picasso, eşi ile oğlunun birden fazla portresini yapmış. 1927’de Marie-Therese ile tanışan Picasso, bir kez daha aşık olmuş ve evli olmasına rağmen Marie-Therese ile aşk yaşamaya başlamış. Yürümeyen evliliklerinin bitmemesinin sebebi ise Olga’yı ikna edememesiymiş. Bir sürü resmini yaptığı Marie-Therese’den Maya isminde bir kız çocuğu olan Picasso, o dönem Olga yüzünden kötü günler yaşadığını söyleyen notlar yazmış.
Picasso ve Karısı Olga Kokhlova
1930’lu senelerda sürrealizmden etkilenen sanatçı, 1937’de ardından en ünlü eserleri içinde gösterilecek Guernica isimli tablosunu yapmış. Alman saldırısına uğrayan Guernica kasabasını resmeden Picasso, bu çalışmasının kendi ülkesinde sergilenmesini istememiş. Çünkü kendini komünist olarak ifade eden sanatçı İspanya’daki demokrasiden tatmin değilmiş.
Tablo fakat 1981’de ülkeye geri dönmüş, 1992’de ise Madrid’deki Reina Sofia Museum’da müzenin en mühim parçası olarak sergilenmeye başlamış. Savaş zıtı olan Pablo Picasso’nun yakın arkadaşı Max Jacob’un Almanlar aracılığıyla götürüldüğü gettolarda yaşamını kaybetmesi ressamın kalbindeki yaralara bir yenisini daha eklemiş. 1945’de bir ressam olan sevgili Françoise Gilot ile birlikte Güney Fransa’da yaşamaya başlamış. Françoise, birden fazla çalışmasında ona ilham kaynağı olmuş.
Picasso’nun Son Eşi Jacqueline Roque
1949’da üyesi olduğu için Komünist Parti, Paris’te düzenlenecek Barış Kongresi için bir afiş yapmasını istediğinde, ressam şimdilerde barış simgesi olan güvercin resmini yapmış. Hatta François Gilot’tan doğan ikinci çocuğunun ismini İspanyolcada güvercin manasına gelen Paloma koymuş. Hayatını eser üreterek geçiren Picasso, seramik ve çömlekçilik alanında da yaratıcı çalışmalar yapmış. Bu dönemler 70 yaşlarında olan sanatçı, Françoise’in iki çocuğunu da yanına alarak onu terk etmesinden sonra zor günler geçmiş.
Ardından La Californie adındaki villasında yeni sevgilisi ile yeni bir hayata başlayan Picasso, 1961’de de Jacqueline Roque ile evlenmiş. Evliliklerinden sonra çift ufak bir kasabada bulunan bir çiftlik evinde yaşamaya başlamış. Son dönemlerine kadar aynı enerjiye sahip olan üretken sanatçı, 8 Nisan 1973’de 91 yaşındayken Mougins, Fransa’da hayata veda etmiş.
Pablo Picasso Sözleri
Ünlü kişilik resmin bunun yanında şiirle de ilgilenmiştir. Sanatçının, 1935 ile 1959 senelerı içinde 300’ün üzerinde şiir yazdığı tahmin edilmektedir. Gelin, bu çok yönlü kişiliğin birkaç sözüyle Picasso’nun düşünce tarzı üzerine kafa yoralım.
Pablo Picasso’nun sanatını en iyi biçimde tanımlayacak nitelikte bir söz.
Hayatını dolu dolu geçirmiş bir sanatçının söyleyebileceği en akıllıca söz!
Gençliğin yaşı yoktur diyen Picasso, gerçekten de dediğini doğrularcasına yaşamış. Renkli kişiliği ve hayat enerjisi ile bedenindeki değişiklikler dışında hiçbir yaşlılık belirtisi göstermemiş.
Tıpkı tüm zamanların en iyi mucitlerinden birisi olan Thomas Edison gibi, o da çalışırken rahatlıyor ve dinleniyormuş. Zaten aksi olsaydı, Picasso tanınan en üretken sanatçı olarak anılmayı başaramazdı.
Picasso’nun annesi oğlunun doğumundan önce ismini rüyasında görmüş. Ayrıca Picasso annesinin soy ismini kullanmayı tercih etmiş. Ve Picasso’nun ne olursa olsun, en iyisini yapacağını biliyormuş.
Pablo Picasso Eserleri
20. yüzyılın en mühim sanatçılarından birisi olan Picasso, yaşamının hemen hemen hiçbir zamanında üretkenliğini kaybetmemiştir. Ortaya çıkardığı eserler de bu teoriyi doğrulamaktadır. Zira Guiness Rekorlar Kitabı’na göre en üretken sanatçı olarak anılan Picasso’nun 100.000 baskı, 34.000 kitap resmi, 300 heykeli, bir çok seramik ve çizimi bulunmaktadır. Pek çok çalışması dünyanın en büyük sanat müzayedelerinde sergilenmekte, Picasso imzalı tablolar rekor kıran fiyatlarla satılmaktadır. Gelin, büyük sanatçının birkaç ünlü eserini birlikte gözlemleyelim.
Pierette’nin Düğünü (1905)
Picasso’nun Mavi Dönem’de yaptığı resimlerden biridir. Melankoli ve hüznün ağır bastığı bu sürede, gördüğünüz gibi ağırlıklı olarak mavi, yeşil ve kahve tonları kullanılmış. Picasso’nun fiyatı yüksek eserleri içinde da bulunan Pierette’nin Düğünü en son Tokyolu Tomonori Tsurumaki aracılığıyla 51.3 milyon dolar karşılığında satın alınmış.
Avignonlu Kızlar (1907)
1907 senesinde yapılan Avignonlu Kızlar isimli yağlıboya tabloyu görülmektedirmak için Picasso 809 tane taslak çizim yapmıştır. İlk başta çalışmasını Avignon Genelevi olarak isimlendirmiş, ardından Avignonlu Kızlar olarak değiştirmiştir. Dokuz ayda bitirdiğı bu eserde Picasso, bir genelevi ve içindeki kadınları tasvir etmiştir. Ve sanatçının ilk kübist tablolarından biri olmuştur.
Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst (1932)
Picasso’nun sevgilisi ve bunun yanı sıra kızı Maya’nın annesi Marie-Therese Walter’dan ilham alarak yaptığı bu çalışma da sanatçının fiyatı yüksek eserleri içinde bulunmaktadır. New York’ta yapılan bir müzayedede 106.5 milyon dolara satılmıştır. Alıcının kim olduğu kesinlikle bilinmemekle birlikte, tablonun yeni sahibinin Rus iş adamı Roman Abramoviç’in olduğu söyleniyor.
Guernica (1937)
Picasso’nun en ünlü tablolarından bir tanesi de savaşı, acıyı ve hüznü yansıttığı Guenica isimli çalışmasıdır. İspanya İç Savaşı sırasında Nazilerin Guenica şehrini bombalamasını anlatan bu resmi Picasso, saldırıdan yalnızca 15 gün sonra tamamlamıştır. 3.5 metre yüksekliğinde ve 7.8 metre alanınde olan tablo şu an Madrid’de bulunan Reina Sofia Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ağlayan Kadın (1937)
Picasso’nun 1937 senesinde yaptığı bu çalışmadaki ağlayan kadının ressamın yaşamına girmiş kadınlardan birisi olan ünlü fotoğrafçı Dora Maar olduğu tahmin edilmektedir. Sanatçının yaşamındaki diğer kadınlara katlanamayan Dora Maar’ın çektiği acı anlatılmaktadır. Lakin resim ile alakalı bir diğer yaygın düşünce de tablodaki ağlayan kadının, İspanya İç Savaşı’yla birlikte zulmün evrensel tanımını yansıttığı yönündedir.
Hayatının son senelerında bile yüksek enerjisiyle, yaşama olan bağlılığıyla, üretkenliğiyle, kısacası renkliliğiyle dikkat çekmiştir Pablo Picasso! 91 yıllık yaşamını dolu dolu yaşamış, sürekli olarak üretmiş ve sorgulamış, bunun yanı sıra yaşamına girip çıkan kadınlarla da sürekli olarak manşetlerde yer almıştır. Ama işin özü Picasso; eserleri ve yaratıcılığıyla kendini ölümsüz kılan sanatçılardan biri olmuştur.