Türk Bilim İnsanlarından 10 Saniyede Koronavirüs Testi
Koronavirüs salgını ülkemizde etkisini azaltmaya başladığı şu günlerde salgınla mücadele etmenin en önemli koşullarından birisi de toplum içerisinde bulunan taşıyıcı ve hastaları belirlemek. Bu amaçla hastanelerde semptom gösteren kişilere ve talep edenlere PCR testi uygulanıyor. PCR testi uygulanma biçimi ve sonuç alma süresi değerlendirildiğinde birçok dezavantajı da içerisinde barındırıyor. Bu nedenle de yaşanan gecikmeler yayılımın da artmasına neden olabiliyor. Hal böyleyken tam da bu noktada Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde görev yapan Türk Bilim İnsanları 10 saniyede Koronavirüsü tespit eden test geliştirdi. Tanı kitinde diğer test yöntemlerinden farklı olarak burundan sürüntü almaya gerek kalmıyor. Yeni geliştirilen kitin ismi ise “Diagnovir“. Geliştirilen tanı kiti ise 600 kişilik bir gruba uygulandı ve elde edilen sonuçlar ise memnun edici.
Test kitini Felisya Biyomedikal Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ali Aytaç Seymen koronavirüs pozitif hastaların belirlenmesinde oldukça etkili sonuçlar üreten tanı kitine Avrupa’dan da talebin olduğunu, doktorların da bu kiti kullanmak isteyeceklerini belirtti. Mülakatında Dr. Ali Aytaç Seymen şu ifadelere yer verdi.
Şu anda tamamen sahalarda olan viral yüke de bağlı olmak şartıyla 10 saniyede virüsü tespit eden bir tanı sistemi geliştirdik.
10 saniye çok kısa bir süre gibi gelebilir ama biz virüsün kendisini tanıyıp interdisipliner bir çalışma ile bir sistem geliştirdik. Bizim hızımız buradan kaynaklanıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı’nda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda çok yüksek oranları elde ettik. Yüzde 99 oranında duyarlılık ve özgüllük değerlerine ulaştık. Türkiye’nin bazı izin mekanizmaları var. Bu çalışmaları oraya sunduk ve şu anda tamamen uygulanabilir şekilde tüm izinlerimizle sahadayız” dedi.
PCR ya da bilgisayarlı tomografi gibi diğer tanı yöntemlerinde viral yükün durumuna göre pozitif hastaların kaçırılabildiğini anlatan Dr. Ali Aytaç Seymen, “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki etik kurul çalışmalarımızda viral yükün çok daha düşük olduğu vakalarda virüsü hala tespit edebildiğimizi gördük. Biyoistatistik değerlerimiz oldukça yüksek çıktı. Yani yanılma payı oldukça düşük. En düşük viral yüklerde dahi yükse 97’lik değerleri yakalayabildik” değerlendirmesinde bulundu.
Günümüzde sosyal hayatın baskılandığını ve hızlı tanı sistemlerinin konser, sinema, sanatsal etkinlik alanlarında kullanılabileceğini belirten Dr. Seymen, şunları söyledi:
“İnsanların tamamen sıkıldığı bir noktadayız. Sosyal hayat tamamen baskılanıyor. Sosyal hayatın açılabileceği her noktada sahadayız. Artık yurt dışından gelen test sistemlerinin önüne geçmeye başlıyoruz. Bu tanı sistemlerinin sosyal hayatta aktivite ve etkinliklerde yerini alacağını düşünüyoruz. Turizmin de başladığı bu aylarda havaalanlarında bu testler kullanılabilir. En önemli sosyal aktivitelerden birisi de konserler, sinemalar. Böylesi birçok alanda bu tanı kitleri kullanıma hazır. Bugün ise bu alanda önemli bir sanat aktivesi var. İnsanlar bu sanat aktivitesinin ziyaretine güvenli bir şekilde katılmak istiyor. Aktivitenin yöneticileriyle beraber bu alanı güvenilir hala getirdik. Alana girecek kişilere önce bu alanda koronavirüs testi yapıyoruz.”
“AVRUPA’DAN DA TALEP GÖRMEYE BAŞLADIK”
Bu tanı kitinin doktorlar tarafından da tercih edileceğine dikkat çeken Dr. Ali Aytaç Seymen, “Karşılarına bir hasta geldiğinde pek çok tanı mekanizması tercih edebiliyorlar. Halbuki sadece ağız içi mukozasından alınan bir örnekle koronavirüs ama önümüzdeki aylarda bununla beraber benzer semptom gösteren birçok hastalığı da aynı anda teşhis eden sistemler de geliştirme çabasındayız. Artık yurt dışına da açılmanın vakti geldi. Özellikle Avrupa’dan da talep görmeye başladık” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.