Bayram için tedbir var mı? Erdoğan açıklama yapıyor – Canlı, Memur sitemizde sizleri bilgi sahibi olmanızı adına Bayram için tedbir var mı? Erdoğan açıklama yapıyor – Canlı başlığı atarak konu ile ilgili bilgileri siz değerli okurlarımıza aktarıyoruz. Bayram için tedbir var mı? Erdoğan açıklama yapıyor – Canlı isimli yazımızın ayrıntı kısmı..
Bayram için tedbir var mı? Erdoğan açıklama yapıyor – Canlı
Kabine Toplantısı 15.30’da başladı. Yaklaşık 3 saat süren toplantı bitti.
Kabine toplantısına, yeni vazifeye atanan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile Ticaret Bakanı Mehmet Muş ilk kez katıldı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mühim açıklamalarından satır başları:
KABİNEDE DEĞİŞİKLİK
Milletimin ve tüm İslam aleminin artık yarısını tamamlamak üzere olduğumuz Ramazan-ı Şerif’ini bir kez daha tebrik ediyorum. Geçen hafta Kabinemizde ufak bir değişiklik yapmıştık. Aile ve sosyal Hizmetler Bakanlığımızı ikiye böldük. Ticaret Bakanlığı vazifesini Mehmet Muş görev almıştır. Görevlerini devreden Zehra Zümrüt Selçuk, Ruhsar Pekcan dostlarımıza ülkemize yaptıkları destekler için şükranlarımı sunuyorum. Bu dostlarımızla alakalı sosyal platformda yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN ERSİN TATAR’A DESTEK
Bugün Kabine toplantımızın öncesinde KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı misafir ettik. Görüşmemizde Cenevre’de gerçekleştirilecek 5+1 BM toplantısını ele aldık. Tatar, egemen eşitliğe dayalı 2 vizyonu gündeme getirecek. Biz de Türkiye olarak bu vizyona destek vereceğiz. Kıbrıs’ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi ambargolarla senedirmaya çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz. Toplantının sonucu ne olursa olsun, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
KUZEY IRAK’A OPERASYON
TSK bir önceki günlerde Kuzey Irak’ta terör yuvalarına kapsamlı operasyon başlattı. 2015 senesinden bu yana terörle karşılaşmasında yeni konsepte geçmiştir. Artık teröristlerin burnumuzda eylem yapmasından önce onları yuvasında engelleyeceğimizi tüm dünyaya duyurmuştuk. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım adı verilen son operasyonlarımız da bu adımla yürütülmektedir. Operasyondaki tüm askerlerimizi alınlarından öpüyorum. Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizinden kurtardığımız gibi sınırlarımız ötesinde de herhangi bir terör eylemine izin vermeyeceğiz. Tabi bu arada 2 şehidimiz var. Şehitlerimize Allah’tan rahmet eyliyorum, mekanları cennet olsun. Suriye’de sınırlarımızın dibinde terör oluşumu oluşturmaya çalışanların da bu gerçeği göreceğine inanıyorum. Ülkemizin bekası için ne yapmamız gerekiyorsa onu sürdüreceğiz.
BIDEN’A SÖZDE ‘SOYKIRIM’ TEPKİSİ! ‘MESNETSİZ, HAKSIZ İFADELER’
ABD Başkanı Biden, paylaşımı yaptığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla alakalı mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür. Türkiye zıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Lakin bu durum iki ülke içindeki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse, bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak istedik. ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler dile getiriyor. Sadece dedelerin torunlarına, yürekleri burkularak anlattığı acı anıları mevcuttur. Çünkü bu insanlar Türk’tür, Müslümandır. Millet olarak şimdiye kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor. Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana’dan Antep Maraş’a, İstanbul’dan Çanakkale’ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta dile getirdiğimiz yerdeyiz. Tarihteki hadiselerin araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni hadiseleriyla alakalı ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir yanıt alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken, karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.
24 NİSAN’DA NE OLMUŞTUR? CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLADI
Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu, ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden ve inançtan bireylerin yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlının son zamanında batılılar aracılığıyla silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu biçimde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır.
Aynı durum Doğu’da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Bu çeteler topraklarımıza saldıran Ruslarla işbirliği yapmıştır. 24 Nisan’da ne olmuştur? Aslını söylemek gerekirse insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek, Ermenilerin acılarına saygı duyarak son senelerda mesaj gönderiyoruz. Yapılan işlem olabilecek bir tehlike değil bir fiil yürüyen bir isyana git gide artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Ermeni çeteleri, yalnızca masum ve savunmasız insanları katletmişleridir. Sadece Muş’ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler, Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir. Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır. Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.
‘BIDEN GİBİ KAYNAKSIZ KONUŞMUYORUM’
1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama şimdiye kadar bizim çağrılarımıza yanıt veremediler. İran’a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak söylenmektedir ki gerçek rakam daha azdır. 150 bin birinin her biri candır ve mühim bir rakamdır. Gerçek sayıların 1 sıfır ile abartıldığı, Ermeni tarihçiler aracılığıyla itiraf ediliyor. Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir. Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu zamanda kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız. 300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul’da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır. Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden. Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa’ya zamanla göç etmişlerdir. O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.
[wpcc-iframe width=”727″ height=”409″ src=”https://www.youtube.com/embed/5BboL27Bwwk” title=”YouTube video player” frameborder=”0″ allow=”accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture” allowfullscreen]