Erdoğan tarihi skandal deyip, gerçeği anlattı, Memur sitemizde sizleri bilgi sahibi olmanızı adına Erdoğan tarihi skandal deyip, gerçeği anlattı başlığı atarak konu ile ilgili bilgileri siz değerli okurlarımıza aktarıyoruz. Erdoğan tarihi skandal deyip, gerçeği anlattı isimli yazımızın ayrıntı kısmı..
Erdoğan tarihi skandal deyip, gerçeği anlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında bir araya gelen Kabine Toplantısı bitti.
Kabine sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden’in ermeni soykırımına ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi.
BIDEN’A SÖZDE ‘SOYKIRIM’ TEPKİSİ! ‘MESNETSİZ, HAKSIZ İFADELER’
ABD Başkanı Biden, paylaşımı yaptığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla alakalı mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür. Türkiye zıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Lakin bu durum iki ülke içindeki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse, bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak istedik. ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler dile getiriyor. Sadece dedelerin torunlarına, yürekleri burkularak anlattığı acı anıları mevcuttur. Çünkü bu insanlar Türk’tür, Müslümandır. Millet olarak şimdiye kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor. Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana’dan Antep Maraş’a, İstanbul’dan Çanakkale’ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta dile getirdiğimiz yerdeyiz. Tarihteki hadiselerin araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni hadiseleriyla alakalı ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir yanıt alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken, karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.
24 NİSAN’DA NE OLMUŞTUR? CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLADI
Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu, ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden ve inançtan bireylerin yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlının son zamanında batılılar aracılığıyla silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu biçimde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır.
Aynı durum Doğu’da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Bu çeteler topraklarımıza saldıran Ruslarla işbirliği yapmıştır. 24 Nisan’da ne olmuştur? Aslını söylemek gerekirse insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek, Ermenilerin acılarına saygı duyarak son senelerda mesaj gönderiyoruz. Yapılan işlem olabilecek bir tehlike değil bir fiil yürüyen bir isyana git gide artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Ermeni çeteleri, yalnızca masum ve savunmasız insanları katletmişleridir. Sadece Muş’ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler, Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir. Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır. Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.
‘BIDEN GİBİ KAYNAKSIZ KONUŞMUYORUM’
1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama şimdiye kadar bizim çağrılarımıza yanıt veremediler. İran’a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak söylenmektedir ki gerçek rakam daha azdır. 150 bin birinin her biri candır ve mühim bir rakamdır. Gerçek sayıların 1 sıfır ile abartıldığı, Ermeni tarihçiler aracılığıyla itiraf ediliyor. Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir. Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu zamanda kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız. 300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul’da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır. Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden. Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa’ya zamanla göç etmişlerdir. O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.