Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak anılan Sabiha Gökçen, bunun yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı olarak bilinmekte. Atatürk’ün bu sene 82. yıl dönümünde Sabiha Gökçen’de aranan isimler içinde. işte detaylar…
Sabiha Gökçen kimdir?
Sabiha Gökçen (22 Mart 1913, Bursa – 22 Mart 2001, Ankara), Türk pilot. Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olmakla birlikte, dünyanın da ilk kadın savaş uçağı pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevî evladından birisi idi. Uçuş kariyeri boyunca 8.000 saat civarı uçuş gerçekleştirdi ve 32 farklı askerî operasyona katıldı. Adı, İstanbul’un 2. havalimanı olan Sabiha Gökçen Havalimanı’na verilmiştir.
Sabiha Gökçen Hayatı
Bursa Vilayet Başkatibi olan Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Hanım’ın kızları olan Sabiha, 22 Mart 1913’te Bursa’da dünyaya gözlerini açtı. Edirne Deftardarı olan babası Hafız İzzet Bey, ‘Jön Türk’ olduğu gerekçesiyle Bursa’ya sürülmüştü.[4] Anne ve babasını ufak yaşta kaybeden ve ağabeyi Neşet aracılığıyla büyütülen Sabiha, 1925’te halen 12 yaşındayken, Bursa ziyareti sırasında evlerinin yakınındaki Hünkar Köşkü’nde konaklayan dönemin Cumhurbaşkanı Atatürk’e ulaşmayı ve okumak istediğini iletmeyi başarmıştı.
Atatürk, ağabeyinden izin alarak, zor şartlar altında yaşayan Sabiha’yı evlat edindi ve Ankara’ya götürdü.
Sabiha, Çankaya İlkokulu, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Üsküdar Amerikan Lisesi’nde eğitim gördü. Rahatsızlığı sebebiyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana’da tedavi gördü.
Bir süre Fransızcasını ilerletmek maksadıyla Paris’te bulundu.
1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra Mustafa Kemal, Sabiha’ya “Gökçen” soyadını verdi.

Havacılık kariyeri
Sabiha Gökçen, 1935’te Türkkuşu’nun açılış merasiminde yapılan planör gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Atatürk’ün de destek vermesi ile 1935’te Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girdi, Ankara’da yüksek planörcülük brövelerini aldı.
Gökçen, yedi erkek öğrenciyle birlikte Kırım’a gönderilerek altı aylık yüksek planörcülük eğitimini Koktebel Yüksek Planör Okulu’nda bitirdi. Moskova’ya motorlu uçak okuluna gitmeyi planlıyordu. Lakin manevi kız kardeşi Zehra’nın ölüm haberini alınca bu düşünceden vazgeçerek ülkesine döndü.
Bir süre dünyaya küsen Sabiha, Atatürk’ün ısrarları ile yeniden çalışmalara başladı. Eskişehir Havacılık Okulu’nda Savmi Uçan ve Muhittin Bey’den özel uçuş eğitimi aldı. 25 Şubat 1936’da ilk defa motorlu uçak ile uçmaya başladı.
Gökçen’in, uçuş eğitimde gösterdiği başarılardan dolayı, Atatürk kendisine şunları dile getirdi:[5] “Beni çok mutlu ettin… Şimdi artık senin için planladığım şeyi açıklayabilirim… Belki de dünya çapında ilk askerî kadın pilot olacaksın… Bir Türk kızının dünya çapındaki ilk askerî kadın pilot olması ne iftihar edici bir olaydır, tahmin edersin değil mi? Şimdi derhal harekete geçerek seni Eskişehir’deki Tayyare Mektebi’ne göndereceğim. Orada özel bir eğitim göreceksin ”
O senelerda kızlar askerî okullara alınmadığı için özel bir üniforma giydirilerek Eskişehir Uçuş Okulu’nda, 1936-1937 zamanında 11 ay boyunca özel eğitim aldı. Bu eğitim sırasında kendisine ilkokul öğretmeni Nüveyre Uyguç eşlik etti. Gökçen, brövesini aldıktan sonra Eskişehir’deki 1. Hava Alayı’nda altı ay görev yaptı, bu sırada Trakya ve Ege manevralarına katıldı.

Dersim Harekâtı
1937 senesinde Tunceli’de çıkan ayaklanmayı bastırmak için başlatılan Dersim Harekâtı’nın hava saldırısı safhasında yer alarak “dünyanın ilk kadın savaş pilotu” oldu.[5] Bu harekâtta gösterdiği üstün başarı sebebiyle, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı bir merasimle kendisine “Türk Hava Kurumu Murassa (İftihar) Madalyası” verildi. 30 Ağustos 1937’de askerî uçuş brövesi aldı.
Harekâtın neticesinde çok sayıda insan öldürüldü. Sabiha Gökçen olaylarla alakalı olarak 1956 senesinde Halit Kıvanç’a verdiği bir röportajda; “Canlı ne görürseniz ateş edin! emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk” demiştir.[6][7]
Hatay’ın Türkiye’ye katılması
1937’de Fransa’nın, Hatay’ı Suriye’ye devretmeye hazırlandığı yolundaki haberler, Ankara’da sert tepkiyle karşılandı. Atatürk’ün emriyle üniformasını giyen Sabiha Gökçen, Fransız elçisinin önünde havaya üç el ateş etti ve “Hatay’ın vatana katılması için gerekirse silahlanırız” dedi. Olay sonunda yine Atatürk’ün emriyle tutuklanan ve mahkemeye çıkan ve yasa gereği bir gün hapis yatan Sabiha Gökçen’in çıkışı aracılığıyla Atatürk’ün planı tutmuş ve Fransızlara gözdağı verilmiş, kararlılık gösterilmiştir.[8]
Balkan Turu
1938’de uçağıyla beş gün süren bir “Balkan Turu” yaptı. Ankara’da bulunan Balkan Paktı heyeti üyelerinin Sabiha Gökçen ile tanıştıktan sonra kendisine uçakla başkentlerine gelmeyi önermeleri üzerine bu tur düşüncesi doğmuştu. Gökçen, Atatürk’ün arzusu üzerine bu turu yanına bir makinist dahi almadan, tek başına gerçekleştirdi.
Vultee tipi bir uçakla İstanbul’dan havalandıktan sonra Atina’ya, ardından Sofya ve Belgrad’a gitti. Kendisine Yugoslav Genelkurmay Başkanı aracılığıyla “Beyaz Kartal” nişanı verildi. İstek üzerine Bükreş’te bir gösteri uçuşu yaptıktan sonra 6. gün olan 22 Haziran’da İstanbul’a döndü. Bu Balkan turu, basının büyük ilgisini uyandırmış; her yerde göklerin kızı olarak anılmasına neden olmuştur.
Atatürk’ün ölümünden sonraki dönem
Manevi babası Atatürk öldükten sonra yaşamını yeniden düzene sokan Gökçen, kadınların orduda görev yapmasına ilişkin yasa çıkmadığı için ordudan ayrıldı ve Türkkuşu Uçuş Okulu’na başöğretmen tayin edildi. 1955’e kadar bu görevini başarıyla sürdürdü. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Hayatı boyunca toplam 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçtu.
Gökçen, 1940 senesinde Hava Okulu’nda askerî coğrafya ve topoğrafya öğretmeni Üsteğmen Kemal Esiner ile evlendi ve eşine kendi soyadını verdi; fakat üç yıl sonra, 12 Ocak 1943’te eşini kaybetti.
1953 ve 1959’da davet edildiği ABD’ye Türk toplumu ve Türk kadınını tanıtmak maksadıyla giden Gökçen için büyük bir Amerika turu düzenlenmiştir. Son uçuşunu 1996’da 83 yaşında iken Fransız pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağıyla yapmıştır.
1996’da havacılık kariyerinin en büyük ödülünü almıştır. Amerikan Hava Kurmay Koleji’nin mezuniyet merasimi için tertip edilen “Kartallar Toplantısı”nın onur konuğu olarak katıldığı Maxwell Hava Üssü’ndeki merasimde “dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” seçildi. Bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı oldu.
Ölümünden 2 yıl önce Hukukun Egemenliği Derneği aracılığıyla onuruna verilen merasimde kendisine, adına bestelenen, klasik rock opera tarzındaki eser dinletildi.

Sabiha Gökçen ne zaman öldü?
Sabiha, 3 Mart 2001’de, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde genel hastalıkları sebebiyle tedavi görmeye başlamıştı. Bir ay kadar süren tedavinin ardından, midesinde kanama ve beyninde pıhtı oluşumu görüldü. 22 Mart 2001, saat 08.15’te kalp ve solunum durması neticesinde hayata gözlerini kapadı.
Ödül ve madalyaları
Türk Hava Kurumu’nun bir numaralı Övünç (Murassa) Madalyası ve beratı,
Yugoslav Ordusunun en büyük nişanı olan Beyaz Kartal Nişanı ve ordu brövesi,
Romanya Ordusu Havacılık Brövesi,
Trakya ve Ege manevralarından dolayı verilen anı madalyalar,
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 50. senesinde TBMM’deki merasimde verilen mesleklerinde öncü kadınlar plaketi,
Selçuk Üniversitesi’nin fahri doktorluk payesi,
THK aracılığıyla 1989’da verilen altın madalya,
1991’de Uluslararası Havacılık Federasyonu’nun havacılığın bütün dallarında üstün başarı gösteren havacılara verdiği FAI altın madalyası,
1996’da ABD’nin Maxwell Hava Üssü’ndeki merasimde “dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” unvanı,
Ordu, çeşitli dernek ve kuruluşların verdiği 28 adet plaket.[10]
Ermeni asıllı olduğu iddiaları
Sabiha Gökçen’in ölümünden sonra Ermeni asıllı olduğu iddiaları ortaya atıldı. 2004 senesinde Antep asıllı Ermenistan vatandaşı Hripsime Gazalyan, Gökçen’in kendisinin teyzesi olduğunu ve asıl adının “Hatun Sebilciyan” olduğunu iddia etti. Gazalyan’a göre Hatun, kız kardeşi Diruhi ile birlikte Şanlıurfa’nın Saylakkaya (Cibin) köyündeki yetimhaneye verilmiş, 5-6 yaşlarında iken Atatürk aracılığıyla evlat edinilmişti. Ek olarak aynı yıl Agos gazetesinde yayına giren “Sabiha-Hatun’un Sırrı” başlıklı yazıda Gökçen’in yeğeni oldugu gösterilen Gaziantepli Hripsime Sebilciyan ile yapılan röportajda Gökçen’in Ermeni asıllı olduğu öne sürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Ermeni Kırımı’ndan hemen sonra Gökçen’i yetimhaneden evlat ettiğinden bahsedilmiştir. Türk-Ermeni dilbilimci Pars Tuğlacı Sebilciyan’ın iddialarının yanlış oldugunu, Gökçen’in Ermeni geçmişini Ankarada iken Beyrut’tan iletişime geçen aile bireyleri aracılığıyla keşfettiğini belirtmiştir. Gökçen’in Ermeni akrabalarını Beyrut’ta ziyatet ettiği ve burada Sarkis, Boğos, Haçik ve Hovhannes adında dört erkek kardeşi oldugu da iddia edilmiştir.[
Türk Hava Kurumu’ndan yapılan yazılı bir bilgilendirmede da bu iddiaların Sabiha Gökçen hayatta iken yapılmayışı ve kendisine yanıt hakkı tanınmayışı eleştirildi ve bu durumun kasıtlı olduğu ileri sürüldü.
Atatürk’ün diğer manevi kızı Ülkü Adatepe, ilk evliliğini Sabiha Gökçen’in amcasının oğlu olan Üsteğmen Fethi Doğançay ile yapmıştı.[16] Ülkü Adatepe, son eşi Öke Adatepe ve Gökçen’i yakında zamandan tanıyan gazeteci yazar Orhan Karaveli ile birlikte, Gökçen ile ilgiliki Ermenilik iddiaları üzerine bir basın toplantısı düzenledi.[4] Bu toplantıda Sabiha Gökçen için kendileri aracılığıyla hazırlanan soy ağacı basın mensuplarına dağıtılarak iddialar yalanlandı.[17]
Eski maliye bakanlarından Vural Arıkan’ın eşi Nevin Arıkan, babasının Sabiha Gökçen ile kardeş torunları olduğunu altını çizerek, Sabiha Gökçen’in Ermeni değil Boşnak asıllı olduğunu ifade etmiştir. Sabiha Gökçen’in manevi kızı Sabiha Özogan da Sabiha Gökçen’in annesi Hayriye Hanım’ın Saraybosna doğumlu olduğuna tasvir ederek[18] Boşnak köken iddiasını[19] desteklemiştir.
 
                                                     
                     
                     
                                                             
                                                             
                                                            