Maskeler Hangi Tarihte Çıkacak?
Maske koronavirüs salgını ile mücadele etmenin etkili yöntemlerinden birisi. Yaklaşık 18 aydır hayatımızın olmazsa olmaz parçası olan maskeler yaz aylarının gelmesi ile birlikte birçoğumuz maske kullanmakta zorlanıyoruz. Koronavirüse karşı aşılanmanın da artmasıyla birlikte hepimiz salgının ne zaman biteceğini ve maskeleri ne zaman çıkarabileceğimizi merak ediyoruz. Maskelerin ne zaman çıkacağına ilişkin açıklama Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan tarafından geldi.
Maskeyi Ne Zaman Çıkaracağız?
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan maskelerin çıkarılabilmesi için günlük vaka sayılarının 1000’in altına inmesinin gerektiğini bunun için de toplumda ikinci doz aşı yaptıranların sayısının 50 milyonun üzerine çıkması gerektiğini ifade etti. Koşulların bu düzeye gelmesiyle birlikte artık maskelerin çıkarılabileceğini şemsiye gibi kullanılabileceğini sadece kapalı ve kalabalık alanlara girmek zorunda kalındığı zamanlarda kullanıldıktan sonra çıkarılabileceğini söyledi. İlhan açıklamasında sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi yeni varyantlara karşı bu mücadelede başarılı olunabilmesi için çok hızlı aşılanması gerektiğini, aşı sırası gelen herkesin aşılanmasının çok önemli olduğunu belirtti.
‘Vatandaşlarımız şunu tutmalılar akıllarında” diyen Prof. Dr. Necmi İlhan şöyle devam etti: “Biz artık iki doz aşımızı olacağız. Aşımızı olduktan sonra açık alanlarda muhtemelen artık maske takmaya gerek olmayabilecek; ama kapalı alanlarda, toplu taşımada, kalabalık AVM’de, kalabalık pazar yerlerinde, sinema, tiyatro gibi yerlerde maske takarak, hijyene devam ederek hayatımıza devam edeceğiz. Bu şekilde düşünüp üstesinden bu şekilde gelmek gerekiyor. Dünyada benzer uygulamalara şahit oluyoruz.’
Varyantların Öldürücülüğü Arttı Mı?
Prof. Dr. İlhan, Türkiye’de de görülen Delta, Delta plus varyantına ilişkin de, “Dünyadan edindiğimiz bilgilere göre; Delta varyantına sahip kişilerin vefatları ile sahip olmayanlar arasında bir fark olmadığı yönünde. Bu çok önemli bir gelişme. Biliyorsunuz virüsler genelde iki tür mutasyona uğruyorlar. Bulaştırıcılığın artması ya da azalması, öldürücülüğün artması ya da azalması. Şu an için öldürücülüğü değişmiş bir koronavirüs söz konusu değil” dedi.
‘Önemli olan, virüsün bulaşma yolu değişmedi” diyen İlhan şu ifadeleri kullandı: “Halen kişiden kişiye, yakın mesafede, kapalı alanda bulaşıyor, kalabalık ortamları seviyor. Virüsten korunma yolu da değişmedi. Virüsün ağır hastalık yapmasını engelleme yolu da değişmedi, bunun da yolu aşı. Aşı yaptığımız taktirde ancak korunabiliyoruz. İki doz aşılı olup da Delta olmasa da hasta olan vatandaşlarımız var; ama sayı çok az. Tıpta hiçbir şey yüzde 100 değil. Yüzde 95’lere varan etkinliklerde olan aşılar şu an elimizde, çok güçlüler, Delta’dan da korunmamız için bunları kullanmamız gerekiyor.’
Prof. Dr. İlhan, gençlerin aşıya ilgisini arttırmak amacıyla maçlara, tiyatroya, sinemaya, konsere girişte aşı şartı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin de, “Vatandaşlarımızı ‘aşılı, aşısız’ diye ayırmamız doğru değil, bu benim kişisel görüşüm. Ama herkesi aşıya inandırmamız, davet etmemiz gerekiyor. Elbette ülkemizde aşı zorunlu değil; ama hepimiz şahit oluyoruz ki ne kadar çok aşı olursak o kadar çok koronavirüs ile mücadelede başarılı oluyoruz. Bilim insanları, ülkemizin cumhurbaşkanı, bakanları, siyasi parti liderleri herkes aşısını oldu, herkes topyekun mücadele içinde. Bir an önce normal hayata dönmemiz için herkesin aşı olması gerekiyor. Bir ayrım yapmanın ben çok doğru olmayacağını kanısındayım. Daha önce kısıtlama zamanında bunlar düşünülmüştü; seyahat için, iller arası kısıtlamalar için çok zor bu, böyle ayrım yapmak yerine herkesi aşıya teşvik edecek yaklaşımlarda bulunmak daha doğru olacaktır” dedi
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.