Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ulusal marşı olan İstiklâl Marşı’nın yazarıdır. Kurtuluş savaşından alnının akıyla çıkan ordunun talebi üzerine İstiklal Marşı yazılması için yarışma başlatan Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı), para ödülü olduğu için yarışmaya katılmayan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Isparta Milletvekili Mehmet Akif Ersoy’a mektup göndermiştir. Para ödülünü kabul etmeyen Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı marş, 1921 senesinde kabul edilerek İstiklal Marşı olarak ilan edilmiştir.
MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR, NEREDE DOĞDU?
Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873’te İstanbul’da Fatih ilçesi Sarıgüzel mahallesinde dünyaya gözlerini açtı. Annesi Buhara’dan Anadolu’ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi’dir. Babası, ona ebced hesabıyla doğum tarihini ifade eden “Ragîf” adını verdi. Lakin telaffuzu zor geldiğinden dostları ve annesi ona “Âkif” ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsedi.
Mehmet Âkif ilk din ve Arapça detaylarını babasından aldı. 1878 senesinde, 4 yaşındayken Fatih’de Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi’ne geçti. Yüksek öğrenimini Halkalı Baytar Mektebi’nde yaptı. Burayı birincilikle bitirdi (1894). Dört yıl kadar Rumeli, Arnavutluk ve Arabistan’da çalıştı. Halkalı Ziraat Mektebi’nde kompozisyon, üniversitede edebiyat dersleri verdi. İkinci Meşrutiyet ilan edildikten sonra halkı uyandırmak ve İslam birliğini sağlamak üzere Sırat-ı Müstakim ve Sebil’ür-Reşat adlı din dergilerinde şiirler, din ve edebiyat üzerine makaleler yazdı.
1898’de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı senelerda Maarif Dergisi’nde ve Resimli Gazete’de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca’dan yaptığı çevirilen yayınlandı. Baytarlığa başladığı ilk senelerda bile, mesleğinden fazla, şairliği ile tanınan Mehmet Akif, öğretmenlik yaşamına 1906’da Halkalı Baytar Mektebi’ne “kitâbet-i resmîye” (resmî yazışma usulü) dersi hocalığı ile başladı.
1908’den sonra ise Edebiyat Fakültesi ile Dârülhilâfe Medresesi’nde “Osmanlı Edebiyatı” hocalığında bulundu.II. Meşrutiyet’in büyük etkisinde kalan Âkif, arkadaşı Eşref Edip ve Ebül’ula Mardin’in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908’de yayımlanan Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı oldu. Balkan Savaşı, Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde çeşitli görevlerde bulunup, Balıkesir’e giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii’nde çok heyecanlı bir hutbe verdi. Halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha bir çok yerde hutbe verdi, konuşmalar yaptı ve İstanbul’a döndü.

MEHMET AKİF ERSOY’UN İŞTE HAYATI
Şiirlerinde milli ve manevi duyguları ön plana çıkaran usta kalem Mehmet Akif Ersoy, Buhara’dan Anadolu’ya gelen bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım ile Fatih Camisi medrese hocalarından Kosova doğumlu Mehmet Tahir Efendi’nin çocuğu olarak 20 Aralık 1873’te İstanbul Fatih’te dünyaya gözlerini açtı.
Babasının ebced hesabıyla doğum tarihine karşılık gelen “Ragif” adını verdiği Ersoy, dostlarının ve annesinin daha kolay telaffuz edildiği için kendisine seslendiği “Akif” ismini benimsedi.
Mehmet Akif Ersoy, ilk öğrenimine Fatih’te Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladı, 1882’de Fatih Merkez Rüştiyesi’nde orta öğrenimine sürdü. Babasından Arapça dersi alan, bunun yanı sıra Fatih Camisi’nde Farsça derslerini de takip eden Ersoy, rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde sürekli olarak birinci oldu.
Rüştiye senelerında şiire merak duymaya başlayan ve şiir kitaplarına yönelen Ersoy’un okuduğu ilk manzum eser ise Fuzuli’nin “Leyla ve Mecnun”u oldu.
Ersoy, rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885’te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi’ne kaydoldu. Babasını 1888’de kaybeden Ersoy’un ailesi, ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanmasıyla yoksulluğa düştü.
Usta şair, ilk kez meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak istediği için Mülkiye İdadisi’ni bıraktı. Yeni açılan veteriner yüksekokulunda “Ziraat ve Baytar Mektebi”ne başlayan Ersoy, 1893’te mektebin baytarlık bölümünü birincilikle bitirdi.
Okul senelerında spora da ilgi gösteren Ersoy, başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş, koşma ve gülle atma yarışlarına katıldı.

İLK MATBU ESERİ 1893’TE YAYIMLANDI
Mehmet Akif Ersoy’un şiire olan ilgisi, okulun son iki senesinde giderek artarken, çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayımlandı, bilinen ilk matbu eseri ise “Hazine-i Fünun” mecmuasında 1893’te yayımlanan bir gazel oldu.
“Tophane-i Amire” veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım’la 1898’de evlenen ve 3 kız, 3 erkek çocuğu olan Ersoy’un oğullarından biri, halen 1,5 yaşındayken vefat etti.
Şiir yazarak ve öğretmenlik yaparak edebiyat bölgesindeki çalışmalarına devam eden Ersoy’un neşriyat alemine girişi, daha çok 1908’de “İkinci Meşrutiyet”in ilanıyla başladı.
Ersoy, dostları Eşref Edip ve Ebül’ula Mardin aracılığıyla çıkarılan ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908’de yayımlanan “Sırat-ı Müstakim” dergisinin başyazarı oldu.
BÜTÜN ŞİİRLERİNİ SAFAHAT’TA TOPLADI
Şiirlerini 7 kitaptan bir araya gelen “Safahat” adlı eserinde toplayan Ersoy, 1911’de yazdığı ilk bölümde Osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini, 1912’de yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta da Osmanlı aydınlarını anlattı. “Halkın Sesleri” adlı üçüncü bölümü 1913’te kaleme alan Ersoy, “Fatih Kürsüsünde”yi ise 1914’te yazdı.
Yazar ve şair Ersoy, 1917 tarihli “Hatıralar” ile I. Dünya Savaşı ile ilgili görüşlerinin olduğu 1924 tarihli “Asım”ın ardından 7. bölüm olan “Gölgeler”i 1933’te bitirdi.
Yoğun ısrarlar sonucu Kur’an-ı Kerim’i Türkçe’ye tercüme etmeyi kabul eden Ersoy, 6-7 sene üzerinde çalışmasına rağmen sonuçtan tatmin kalmayarak imzaladığı anlaşmayı feshetti.
Mehmet Akif Ersoy, “İstiklal Marşı”nı Türk milletine armağan ettiği için Safahat eserine koymadı.
Vefatının ardından “Safahat” eseri Ömer Ziya Doğrul ve M. Ertuğrul Düzdağ aracılığıyla yeniden basılan Ersoy’un, “Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ile “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da yaşamını yitirdikten sonra okuyucuyla buluştu.

BİRİNCİ MECLİS’TE MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ
Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisi’ne seçilen Ersoy, 1921’de Ankara Taceddin Dergahı’na yerleşti.
İstiklal Marşı yarışmasına 500 lira ödül verileceği için katılmayan şair, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricası ve arkadaşı Hasan Basri Bey’in teşvikiyle ikna olarak yazmaya başladı.
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye’de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey aracılığıyla Meclis’te okunup ayakta dinlenen İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de “Milli Marş” olarak kabul edildi. Ersoy, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı.
Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan ve orada Türkçe dersleri veren usta şair, 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü.
Mısır’dan hasta ve yorgun olarak dönen Ersoy, yaşamını yitirdiği 27 Aralık 1936’ya kadar Abbas Halim Paşa’ya ait Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nın dördüncü katındaki dairede kaldı.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un her sene binlerce kişi aracılığıyla ziyaret edilen kabri Edirnekapı Şehitliği’nde yer alıyor.
MEHMET AKİF ERSOY KAÇ YAŞINDA ÖLDÜ? MEZARI NEREDE?
Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan Milli Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy, 17 Haziran 1936’da siroz hastalığının nasıl tedavi edileceği için İstanbul’a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etti, Edirnekapı Şehitliğinde yatmaktadır.
MEHMET AKİF ERSOY’UN ESERLERİ
Safahat (1911): 44 şiir, 3084 mısra .Süleymaniye Kürsüsünde (1912): 1 şiir, 1002 mısra.
Hakkın Sesleri (1913): 10 şiir, 482 mısra.
Fatih Kürsüsünde (1914): 1 şiir, 1692 mısra.
Hatıralar (1917): 10 şiir, 1314 mısra. Asım (1924): 1şiir, 2292 mısra.
Gölgeler (1933): 41 şiir, 1374 mısra.