Memur, Memurlar, Öğretmen, 4/C, 4/B, Sözleşmeli Personel, Sağlık Personeli, Askeri Personel, Emniyet Teşkilatı ile ilgili haberler, kpss yerleştirme ve sonuçları, memur alım ilanları.

Öğretmen Atamalarında Mülakat Kaosu 29 Aralık 2021

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi eğitim kurumlarına öğretmen atamaları üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun veya pedagojik formasyon eğitimi almış  Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS) başarılı olup mülakata girmeye hak kazanan ve mülakatta da başarılı olan adaylar arasından yapılıyor. Ne yazık ki ülkemizde mülakat ne zaman devreye girse çok sayıda mağduriyet olarak geri dönüyor. Mülakatın özellikle hizmet üreten iş kollarında gerekli olduğu tartışılmaz olmasına rağmen ortaya çıkan sonuçlar üzerinden değerlendirildiğinde ülkemizde uygulamasının çok zor olduğu aşikar. Her mülakat sonucunda ise kayırmacılık yapıldığı sürekli gündemi meşgul ediyor. Son olarak bu durum en son öğretmen atama mülakat sonuçlarının açıklanmasıyla ortaya çıktı. Dün sonuçların açıklanmasıyla birlikte sosyal medyada sesler yükselmeye başladı.

KPSS’de ilgili puan türünde çok yüksek puan alan fakat mülakatta yeterli not verilmediği için tercih hakkının elinden aldığını iddia eden çok sayıda aday bu rahatsızlıklarını paylaştılar. Yaşanan bu duruma ilk tepki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından aşağıdaki iletiyi paylaşarak tepkisini dile getirdi.

Yaşanan bu kaosa ilişkin son olarak tepki Eğitim-Sen tarafından geldi. Eğitim Sen resmi bir açıklama yaptı. Yapılan açıklama ise şöyle;

Siyasi iktidar, yıllardır kamu istihdamında liyakat yerine, siyasal-ideolojik yakınlık, sadakat ve yandaşlık ilişkilerine göre istihdam uygulamalarını benimsemiş, ülke tarihinde en yoğun siyasal kadrolaşma geçtiğimiz 19 yıl içinde yaşanmıştır. İlk uygulandığı andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile sözleşmeli öğretmen alımında yaşanan haksızlıklar ve adaletsizlikler artarak sürmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda sözleşmeli öğretmenlik mülakat sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, mülakat uygulamasının siyasi kadrolaşma amacıyla nasıl kullanıldığını açıkça göstermiştir. Geçtiğimiz Kasım ayında 15 bin sözleşmeli öğretmen alımında yapılan mülakat sonuçları açıklandığında yazılı sınavdan yüksek puan almasına rağmen çok sayıda öğretmenin düşük puan verilerek elendiği görülmüştür. Mülakat sonucunda elenenler arasında kendi alanında doktora yapan ve KPSS’de birinci olan bir meslektaşımız da bulunmaktadır.

Mülakat sınavına dayalı tüm uygulamaların ‘siyasal kadrolaşma’nın önünü açarak sayısız haksızlığa neden olduğu bilinmektedir. Sınava girenlerin aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne uygun olanlar başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler sonucunda elendiği bilinmektedir.

Sözlü sınavların/mülakatların nesnel olmadığı açıktır. Bu sınavların sonucunu belirleyen, sınavı yapanların siyasal ideolojik tutumları ve buna bağlı olarak oluşan öznel yargılarıdır. İçerik bakımından yargısal denetimi olanaksız kılan mülakat uygulaması torpile, siyasal kayırmacılığa en elverişli sınav biçimi olduğu için iktidar ve MEB tarafından benimsenmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 yılda ortaya koyduğu pratik, MEB’in hemen her konuda olduğu gibi, öğretmen atamaları ve mülakat konularında da en güvenilmez bakanlık haline gelmesini sağlamıştır. Eğitim sisteminde yapılmak istenen değişiklikler başta olmak üzere, yapılan her atama ve sınavın şaibeli olduğu yönünde kamuoyunda geniş bir yargı oluşmuştur. Geçtiğimiz ay yapılan mülakatlarda yüksek puan almasına rağmen düşük sözlü not verilerek elenenlerin durumu bu düşünceyi pekiştirmektedir.

Ölçme ve değerlendirme üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda, ‘değerlendirmenin nesnelliği’ ile ‘puanlama güvenirliliği’ birlikte ele alınmaktadır. Bir sınavın güvenirliliği öncelikle, yanıtların değerlendirilmesindeki nesnelliğe bağlıdır. Nesnellik, sorulara verilen yanıtlara göre değerlendirme yapmak demektir. MEB, öğretmen atamalarından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine kadar her alanda doğrudan ‘siyasal torpil’ uygulamasını çağrıştıran mülakat gibi taraflı yöntemler değil; liyakatin temel alındığı, objektif, bilimsel ölçütlere dayanan ve kimsenin kafasında soru işareti oluşturmayacak yöntemler belirlemelidir.

Kamu personelinin işe girme ve görevde yükselmelerinde tamamen taraflı bir uygulama olan ve doğrudan siyasal torpili çağrıştıran bütün uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmen ya da kamu görevlisi olma koşullarını taşıyan herkes cinsiyet, inanç farklılığı, etnik kimlik ya da siyasi görüş ayrımı yapılmadan kamuda istihdam edilmelidir.

EĞİTİM SEN

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.